Güzel kızım öpme olayını iyice kavradı,babayı öp,anneyi öp deyince kimi öpmesi gerekiyorsa yanağına bir busecik konduruveriyor amaaa canı isterse.Öpmeyi öğretmek ne kadar doğru bilemiyorum şu devirde açıkçası pek pekiştirmeyi düşünmüyorum kalsın böylece. Bir de öpme olayını hadi öp sana şunu vereyim,hadi öp onu alıcam şeklinde kullanmamak gerekiyormuş.Bu sevgiyi koşulla bağlamak oluyormuş.Dikkat etmek gerekiyor!!
22 Aralık 2012 Cumartesi
14 Aralık 2012 Cuma
9.ay...Aaııyyyyyyyyyyyyaaaaaaaaaaa.Ve Dün gece.
Ne de güzel şarkı söylüyor ne de güzel eşlik ediyorsun minnak kuzum...
Dün bize artık ben büyüdüm dedin kızım.Dedin yani.Uyumak bilmeyerek,oyun isteyerek ben büyüdüm dedin.Biz de akşam kalkmalarının kestane yemek için olduğunu düşünüyorduk oysa ki:) Yatağın kenarlarından tutup tutup biz uyuyormuyuz diye bakıyordun ya, aramıza aldığımızda emziğini babanın ağzına sokmaya çalışıyordun ya,benim burnumu,saçımı çekiştirip duruyordun ya,battaniyeyi yüzüne yüzüne çekip ce oynamak istiyordun ya,ellerini uzatıp uzatıp çaak yapmaya çalışıyordun ya öyle tatlıydın ki. Evet az uyuduk,senin en son nasıl uyuduğunu göremedik ama gece kıkır kıkır gülmelerimizin karşılığı uykusuz kalmaksa olsun be kızım.Ama diyorum ki bugün erken uyusan,uyumak geliştirir be can kızım,büyütür bak valla hayır yani uyumak için demiyorum sen büyü diye diyorum gerçekten:))
Bak aklıma gelmişken bi şey daha isteyeceğim senden;hani şu kendin gibi minnak ne varsa özenle ağzına atıyorsun ya bıraksan şu huyu.Hayır ya babanın ya da benim yüreğimiz ağzımıza gelicek bi gün o olucak yani. Stiker bulmuşsun geçen akşam kerpeten parmaklarınla atıvermişin ağzına hayır yanındaydım da hemencik özenle öğrendiğim ilk yardım yöntemini uyguladım.(Ters çevir dizine kolunun üstünde yatır,elinle ağzını aç,sırtının ortasından süpürür vaziyette üç kez yukarı doğru vur.)Bi kaç kez kusarak çıkardın.Güzel kızım stiker dediğin şey yapışmak için yapılmıştır evet haklısın boğazda da olabilir neden olmasın ;ama içinde kimse görmez ki yapma bi daha böyle şeyler bak valla,tamam soğukkanlı bi annen olabilir ama bi yere kadar kuzucum ardından halim harap olmuş oluyor. Aklıma kötü kötü bişiler geliyor,mahvoluyorum. Seninle çoook güzel günlerimiz olucak inşallah daha. Güzel kızım seviyoruz seni....
Not:9 aylık kontrol (10kilo ,71cm)
Dün bize artık ben büyüdüm dedin kızım.Dedin yani.Uyumak bilmeyerek,oyun isteyerek ben büyüdüm dedin.Biz de akşam kalkmalarının kestane yemek için olduğunu düşünüyorduk oysa ki:) Yatağın kenarlarından tutup tutup biz uyuyormuyuz diye bakıyordun ya, aramıza aldığımızda emziğini babanın ağzına sokmaya çalışıyordun ya,benim burnumu,saçımı çekiştirip duruyordun ya,battaniyeyi yüzüne yüzüne çekip ce oynamak istiyordun ya,ellerini uzatıp uzatıp çaak yapmaya çalışıyordun ya öyle tatlıydın ki. Evet az uyuduk,senin en son nasıl uyuduğunu göremedik ama gece kıkır kıkır gülmelerimizin karşılığı uykusuz kalmaksa olsun be kızım.Ama diyorum ki bugün erken uyusan,uyumak geliştirir be can kızım,büyütür bak valla hayır yani uyumak için demiyorum sen büyü diye diyorum gerçekten:))
Bak aklıma gelmişken bi şey daha isteyeceğim senden;hani şu kendin gibi minnak ne varsa özenle ağzına atıyorsun ya bıraksan şu huyu.Hayır ya babanın ya da benim yüreğimiz ağzımıza gelicek bi gün o olucak yani. Stiker bulmuşsun geçen akşam kerpeten parmaklarınla atıvermişin ağzına hayır yanındaydım da hemencik özenle öğrendiğim ilk yardım yöntemini uyguladım.(Ters çevir dizine kolunun üstünde yatır,elinle ağzını aç,sırtının ortasından süpürür vaziyette üç kez yukarı doğru vur.)Bi kaç kez kusarak çıkardın.Güzel kızım stiker dediğin şey yapışmak için yapılmıştır evet haklısın boğazda da olabilir neden olmasın ;ama içinde kimse görmez ki yapma bi daha böyle şeyler bak valla,tamam soğukkanlı bi annen olabilir ama bi yere kadar kuzucum ardından halim harap olmuş oluyor. Aklıma kötü kötü bişiler geliyor,mahvoluyorum. Seninle çoook güzel günlerimiz olucak inşallah daha. Güzel kızım seviyoruz seni....
Not:9 aylık kontrol (10kilo ,71cm)
9 Aralık 2012 Pazar
ALOOO....
Bugün öğrenme konumuz alo idi. Yani aslında öyle değildi de öyle oldu.Minnağın oyuncak bir telefonu var,onu elime alıp bir iki kez alo efendim gibi bişiler konuştum.Sonra bıraktım minnağı,arkamı döndüm aa arkamdan aaooo gibi bir şey söylüyor döndüğümde ne göreyim eline telefonu almış ahize kulağında.Sevimli senii. Şimdi alo deyince elini kulağına götürüyor aooo diyor. Yarın ki öğrenme konumuz ne olsa acaba?:))
7 Aralık 2012 Cuma
ba-ba-ba...
Taklit ustası minnak an itibariyle ba-ba diyor.Sabah başlayan ba-ba-ba söylenmeleri babasının ba-ba-ba tekrarlamalarını aynı tınıyla tekrarlayarak zirveye ulaştı.Ve ba-ba dedi.Yazmışmıydım bilmiyorum ama çak,çak yapıyor,çok güzel alkış yapıyor,müzik çıkınca ritim tutuyor,merhaba yapıyor,artık saçlarımı da gösterebiliyor.Topu at deyince topu arıyor etrafında bulursa atıyor. Atma deyince elinde ne varsa inadına atıyor yere.Sanki az biraz öpmeyi de öğrendi gibi.Yakında tam öğrenir. İyi güzel her şeyi hemen öğreniyor da,emeklemeye gelince yok. Artık bu vakitten sonra da emeklemez sanırım yürür direk.
1 Aralık 2012 Cumartesi
26 Kasım 2012 Pazartesi
ALKIŞŞŞŞ ve DİŞ BUĞDAYI..
Minnak kızım üç gündür gayet güzel,gayet net bir şekilde alkış yapıyorsun.Müziği duyunca başlıyorsun alkış yapmaya,çok güzel tempo tutuyorsun,diş buğdayında da gitarı seçmiştin zaten bilmem ki...Umarım mutlu olacağın bir mesleğin olur.Ve her ne iş yaparsan yap yüzünü güldürecek güzel hobilerin. .
Şu son günlerde çok daha hızlı öğrenir oldun.Göbüşünü,ayaklarını,ellerini de artık biliyorsun.Ağzımıza yemek vermeye başladın.Daha doğrusu elinde bir şey varsa ve biz hamm demişsek uzatıveriyorsun ağzımıza.Bugün de çak-oley yapmayı öğrendin. Minik toplarla oynamayı,plates topunda zıplamayı ,kumandayı,cep telefonlarını,çalışır haldeki mouseları,kabloları,metal olan her şeyi ,çamaşır sepetindeki çamaşırları havaya atmayı tekrar alıp tekrar atmayı,oyuncaklarını yere atıp bize aldırmayı tekrar atmayı,şarkı söylemeyi,dans etmeyi,yemeklerine elini daldırmayı,simoş ablanı,umum abini ,gitar,saz dinlemeyi,insanlara gülücük atmayı,sokaklarda gezmeyi ,yasak olan her şeyi yapmaya çalışmayı çook seviyorsun.Her bir şeyi beceriyorsun da şu emekleme işine gelince yok.Oyuncaklarını alırken düşüvermişsen yüzüstü bir müddet sonra başlıyorsun ağlamaya,bi gayret bi çaba yok. Belki koltuğa tutup yürürsün diyorum koltuğa yakın koyuyorum seni o da yok. Öyle güzel duruyorsun ki ayakta ama gerisi yok. Bu konuda ki tembelliğin kime çekmiş bilmiyorum
Çok yaramaz oldun çoook...Geçenlerde altını değiştirdim ve ellerimi yıkamaya gidip geldim yaklaşık 3dk içinde pişik kremini açmış,içinden kremleri almış ellerine güzelce sıvamış ve yetmemiş ağzına gözüne sürmüş halde buldum seni.2dk daha geç kalsaydım sanırım bi güzel yiyecektin.
Önceki gün öğretmenler günü sebebiyle düzenlenen etkinliğe seni de götürdük.İstiklal Marşı ve saygı duruşundaki aaa,ooo,eee diye çıkardığın sesleri saymazsak çok akıllıydın.Seninle tiyatroya bile gidilir valla. Bir de insanlara laf atışına ne demeli. Seni sevgi, seni ilgi delisi sırf seninle ilgilensinler diye ne şebeklikler yapıyorsun;ama sonunda başarıyorsun. Yabancılamak diye bir kavram yok lügatında.
Aaa bu arada her telden oldu ama ben diş buğdayını anlatmadım. Geçen hafta 12 kişilik bir ekiple birlikte dişlerini kutladık. Anneannenin direkfitleriyle diş buğdayımızı hazırladım. Çedeneleri kavurdum. Babanın binbir özenle seçtiği buğdayları akşamdan ıslatıp misafirlerimiz gelmeden yarım saat önceden düdüklüye koydum ve haşladım.İkisini karıştırdım işte bu kadaaar.Kolaymış.Sağlıklı,sıra sıra inci gibi dişlerin olsun inşallah. Aaa tabiiki diş kurabiyeleri yaptım. İnternetten istediğim diş kalıpları,şeker hamurları,diğer ekipmanla birlikte güzel ve beğenilen bir iş çıkardım. Başka neler mi vardı: İrmikli pasta,etimek pasta,üç renkli salata,makarna salatası,çikolatalı kesme,patatesli rulo börek,peynirli poğaça... Ama hiç fotoğraf çekmemişiz kalabalıktan,telaştan o ayrı mesele.Çok üzüldüm çok.
Son bir not Gam'i teyzoşun minnak Def'i 23 Kasım'da pofuduk yanakları,köfte dudaklarıyla merhaba dedi hayata.Allah güzel bir ömür nasip etsin inşallah.
Şu son günlerde çok daha hızlı öğrenir oldun.Göbüşünü,ayaklarını,ellerini de artık biliyorsun.Ağzımıza yemek vermeye başladın.Daha doğrusu elinde bir şey varsa ve biz hamm demişsek uzatıveriyorsun ağzımıza.Bugün de çak-oley yapmayı öğrendin. Minik toplarla oynamayı,plates topunda zıplamayı ,kumandayı,cep telefonlarını,çalışır haldeki mouseları,kabloları,metal olan her şeyi ,çamaşır sepetindeki çamaşırları havaya atmayı tekrar alıp tekrar atmayı,oyuncaklarını yere atıp bize aldırmayı tekrar atmayı,şarkı söylemeyi,dans etmeyi,yemeklerine elini daldırmayı,simoş ablanı,umum abini ,gitar,saz dinlemeyi,insanlara gülücük atmayı,sokaklarda gezmeyi ,yasak olan her şeyi yapmaya çalışmayı çook seviyorsun.Her bir şeyi beceriyorsun da şu emekleme işine gelince yok.Oyuncaklarını alırken düşüvermişsen yüzüstü bir müddet sonra başlıyorsun ağlamaya,bi gayret bi çaba yok. Belki koltuğa tutup yürürsün diyorum koltuğa yakın koyuyorum seni o da yok. Öyle güzel duruyorsun ki ayakta ama gerisi yok. Bu konuda ki tembelliğin kime çekmiş bilmiyorum
Çok yaramaz oldun çoook...Geçenlerde altını değiştirdim ve ellerimi yıkamaya gidip geldim yaklaşık 3dk içinde pişik kremini açmış,içinden kremleri almış ellerine güzelce sıvamış ve yetmemiş ağzına gözüne sürmüş halde buldum seni.2dk daha geç kalsaydım sanırım bi güzel yiyecektin.
Önceki gün öğretmenler günü sebebiyle düzenlenen etkinliğe seni de götürdük.İstiklal Marşı ve saygı duruşundaki aaa,ooo,eee diye çıkardığın sesleri saymazsak çok akıllıydın.Seninle tiyatroya bile gidilir valla. Bir de insanlara laf atışına ne demeli. Seni sevgi, seni ilgi delisi sırf seninle ilgilensinler diye ne şebeklikler yapıyorsun;ama sonunda başarıyorsun. Yabancılamak diye bir kavram yok lügatında.
Aaa bu arada her telden oldu ama ben diş buğdayını anlatmadım. Geçen hafta 12 kişilik bir ekiple birlikte dişlerini kutladık. Anneannenin direkfitleriyle diş buğdayımızı hazırladım. Çedeneleri kavurdum. Babanın binbir özenle seçtiği buğdayları akşamdan ıslatıp misafirlerimiz gelmeden yarım saat önceden düdüklüye koydum ve haşladım.İkisini karıştırdım işte bu kadaaar.Kolaymış.Sağlıklı,sıra sıra inci gibi dişlerin olsun inşallah. Aaa tabiiki diş kurabiyeleri yaptım. İnternetten istediğim diş kalıpları,şeker hamurları,diğer ekipmanla birlikte güzel ve beğenilen bir iş çıkardım. Başka neler mi vardı: İrmikli pasta,etimek pasta,üç renkli salata,makarna salatası,çikolatalı kesme,patatesli rulo börek,peynirli poğaça... Ama hiç fotoğraf çekmemişiz kalabalıktan,telaştan o ayrı mesele.Çok üzüldüm çok.
Son bir not Gam'i teyzoşun minnak Def'i 23 Kasım'da pofuduk yanakları,köfte dudaklarıyla merhaba dedi hayata.Allah güzel bir ömür nasip etsin inşallah.
Etiketler:
8 aylık bebek,
def,
diş buğdayı,
yaramazlıklar
24 Kasım 2012 Cumartesi
9 ayda anne olmak demek....
Şimdi çok fazla deneyimli bi anne değilim ama 9 aylıkçık bi geçmişim var bu işte...9 aya kadar anne olmak demek....
1.ay
anne olmak demek..
Geceleri emzirmek,gaz çıkarmak,geceyi gündüzü ayıramayan bebeğini hayata alıştırmaya çalışmak için uykusuz kalan bir anne;gündüzleri ise bebek uyurken birazcık da kendime zaman ayırayım diye her an tetikte bekleyerek oturmakla oturmamak arasında kalan aslında çok zamanı olduğu halde sanki hiç zamanı olmadığını düşünen yine uykusuz perperişan bir anne olmak demek!
Saçlar hep tepeden topuz ya da at kuyruğu olan,üzerinden eşofmanları çıkmayan;sütüm artsın diye içtiği humana milupa gibi içtiği çaylardan dolayı buram buram çemen kokan,her gün üç beş kez duş alsa da terleyen bunalan bir anne olmak demek!
Annelik müessesesinin dünyadaki en zor iş olduğunu düşünmek demek!
Artık bir daha hiç normal bir yaşamının olmayacağını düşünebilmek demek!
Günde ortalama 10-15 kez bez değiştirip,her seferinde su ılıtıp pamuk ıslatıp alt temizliği yapmak demek!
Her gün bebeği yıkamak için bebek küvetini,kıyafetlerini vs. hazırlayıp neresinden tutacağını tam olarak bilemediğin kaygan balık kıvamında bir bebeği çekinerek yıkamaya çalışmak demek!
Göbeği düşene kadar itinayla göbek bakımı yapmak demek!
Endişeyle topuk kanı sonuçlarını beklemek demek!
Her gün ütü yapmak demek!
Sürekli fotoğraf çekmek demek!
İşten gelecek olan babayı daha bir beklemek demek!
Dışarıya çıkabileceğin günlerin hayalini kurmak demek!
Hep olumsuz değil canım bebeğinin ilk kez gülümseyişini görüp,bir daha gülmesi için çaba sarfetmek demek..
Hep olumsuz değil canım bebeğinin ilk kez gülümseyişini görüp,bir daha gülmesi için çaba sarfetmek demek..
MİSS KOKAN BEBEĞİNİ KOYNUNDAN KOKLAMANIN HAZZINI YAŞAYABİLMEK DEMEK!!
2.ay
7-24 gaz sancısıyla savaşabilmek demek.Masajlar yapmak,karışımlar denemek demek..
7-24 gaz sancısıyla savaşabilmek demek.Masajlar yapmak,karışımlar denemek demek..
Bol bol kimyon yemek,gaz yapar diye doğru düzgün bir şey yiyememek demek...
Çok sevdiğin nutelladan kakao bebeğe gaz yaptığı iiçin uzak durabilmek demek...
Sütün bollaşsın diye kutu kutu helva bitirmek demek...
Sütüm bol olsun diye suyu yanından ayırmamak, litrelik şişelerle dolaşmak demek...
Dışarıya çıktığında vay be hayat devam ediyormuş diyebilmek...
Bol bol bebeği de alıp balkona çıkıp balkon kuşu olmak demek...
3.ayı dört gözle beklemek demek...
Geceyarıları ağlayan bebeğini sakinleştirmek için anne ve baba olarak denemedik yol bırakmamak demek...
Evde tek başına olduğunda,bebek yine ağlıyorsa alıp eline battaniyeyi kolların kopma pahasına bebeğini sallamak,olmuyorsa ayakta sallamak,olmuyorsa kucağında pişpişlemek demek..
Her emzirdikten sonra yani yaklaşık 3 saatte bir gece gündüz farketmeksizin çoğu kez yarım saat gaz çıkarmaya çalışmak demek...
Kuaföre gidip aynada kendini görebilmek demek...
Kuaföre gidip aynada kendini görebilmek demek...
Elbiselerinin ve evin dört köşesinin mis gibi bebek kusmuğu kokması demek....
Bebek arabasını eve sokup sallaya sallaya kas yapmak demek..
MİSS KOKAN BEBEĞİNİN BİR KEZ GÜLÜMSEDİĞİNDE DÜNYANIN EN MUTLU İNSANI OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK DEMEK!!
3.ay
Anneliğe alışmak demek...
Uykusu azalan,algısı açılan bebişi oyalamak amacıyla günde beş on kez evin odalarını dolaştırmak demek...
Uyku düzeni kazandırabilmek için akşam 20.00dan sonra iptal olmak demek. Her gün aynı ritüeli yakalıp 23.00e kadar odadan çıkmadan bebekle uyumak demek..
Her gün bebek arabasına konulan bebişi itinayla hava aldırmaya çıkarmak demek..(annenin de hava alması demek) O park senin bu park benim gezip durmak demek..
Günlük rutinlere alışmak demek...
Gece her emziği düştüğünde ıı sesini duyup kalkıp emzik vermek demek..
Gece her emziği düştüğünde ıı sesini duyup kalkıp emzik vermek demek..
Agucuk bugucuk yapan bebişle bol bol konuşmak demek..
Saçlarındaki konaklardan kurtarmak için saç yağlamak demek...
Saçlarındaki konaklardan kurtarmak için saç yağlamak demek...
Emmek istemeyen bebişi ikna etmek amacıyla kucakta,sallayarak,karanlıkta... her yolu deneyerek az da olsa emmesini sağlayabilmek demek..
Emmeyi bırakacak mı kaygısını yaşamak demek..
Dönebildiğini gördüğünde büyüdüğünü hissetmek demek!!
O MİNİK ELLERE ŞAŞI ŞAŞI BAKAN GÖZLERİ HAYRANLIKLA İZLEYEBİLMEK DEMEK!!!
4.ay
Doymuyor kaygısıyla ek gıdaya başlayıp başlamama arasında bocalamak demek.
Milupa sütlü pirinçlinin nasıl yapıldığını öğrenmek demek..
O minicik ağıza minicik kaşıkla sabırla mama yedirebilmek demek...
İlk meyve yedirme denemelerini yapmak demek..Her yeni meyvede yüz ifadesinin nasıl şekilleneceğini merakla beklemek demek..
Bol bol gezmek,sımsıkı sarılmak,koklaşmak demek..
İyi kötü bir düzen tutturabilmek demek...
Unutulan gece uykularının yavaştan geri dönmeye başlaması demek...
Daha çok enerji demek..
SANA CEVAP VEREN O MİNİCİK TOMBİK KUŞU YEMEMEK İÇİN DİŞLERİNİ SIKMAKTAN DİŞLERİNİN SIZLAMAYA BAŞLAMASI DEMEK!!
5. ay
Her gün yoğurt mayalamak demek...
Cam rendede meyve rendelemekten kas yapmak demek...(Tabii bu işi daha çok baba yaptı ama)
Sebzenin,meyvenin en organiğini bulmaya çalışmak demek...
Sürekli önlük ve biberon yıkamak,yemek hazırlamak,mini mini tencere kaşık yıkamak demek..
Oturmak isteyen bebişin oturması için evdeki bütün yastıkları hizmetine sunmak,süsten püsten vazgeçmek demek..
Zamanın iki kat hızlı akmaya başlaması demek..
Artık ev işleri ile bebişin işlerini organize yürütebilmek demek..
Hayata daha çok katılabilmek demek...
Düzeninin her an bozulacağı kaygısını yaşamak demek..
LOKUM KIVAMINA GELMİŞ BEBİŞLE ZAMANIN NASIL GEÇTİĞİNİ BİLMEMEK DEMEK....
6.ay
Her gün olmasa da iki üç günde bir yoğurt mayalamaya süt kaynatmaya unutmadan devam etmek demek...
Çok çeşitli,çok gıdalı her besin grubundan tüm yaratıcılığını kullanarak çorbalar hazırlamak demek...
Cam rendeye,meyveye devam etmek demek...
Önce yiyecekleri hazırlayıp ardından büyük bir sabırla yedirip mama sandalyesini üstünü başını elini yüzünü temizlemek demek.
Bol bol alt değişimine devam etmek demek..
Gece bebişin uyku aralarında ona çaktırmadan emzirmeye çalışmak demek..
Daha çok oyun oynamak demek...
Çalışma hayatına geçişle birlikte ev işleri,bebiş,iş hayatını dengede tutmaya çalışmak demek...
Bebişimize bakacak iyi bir insan bulduğumuz için bolca şükretmek demek...
Bakıcı teyzemize gideceği günler akşamdan her şeyini hazırlamak,sabah kendin hızla hazırlanıp bebişi hazırlayabilmek demek...
Daha erken kalkmak demek...
Diş çıkarmakta olan bebişin bozulan düzenine ayak uydurmak,sık sık onu sakinleştirmeye çalışmak demek..
Her gün yada iki günde bir çamaşı makinesini açmak,kuruyanları ütülemek,yerlerine yerleştirmek demek..
Tüm bunların yanısıra kalan zamanlarda düzenli olarak kendimiz için yemek hazırlamaya devam etmek, bulaşık makinesi doldurmak boşaltmak,kendi kıyafetlerimizi yıkamak,evi temizlemek.... demek...
Bi şarkı öğrenmiştik ilkokulda çok sevmiştim hala hafızamdadır...
Güneşin alası çok,her evin anası yok,analar çeker yükü kimsenin bilesi yok.Gelin çiçek v(d)erelim,yollarına serelim,sevgi dolu türkülerle annemize verelim....
Kendi annenin değerini bin kez daha anlamak demek...
CENNET KOKULU MİNNAK BEBİŞİN MİMİKLERİYLE SENİ MEST ETMESİ DEMEK!!!
7.ay
Her yemekten sonra üst değiştirmek demek..
Minik ellerin yemeklere daldırılışına tanıklık edip gülümsemek demek...
Her gün iki üç kez mutfak süpürmek demek..
Öğün düzenini oturtmaya çalışmak demek...
Kahvaltıya başlayan bebiş için türlü seçenekler uydurmaya çalışmak demek...
Kahvaltı bitince ardından temizlik üst baş değişimi yaptırıp,meyveyi hazırlamak meyveyi yedirip yine mama sandalyesi temizliği üst baş temizliği yapıp,öğle yemeğini hazırlamaya başlamak bu da bitince yoğurtu çıkarıp yedirmek bu da bitince akşam yemeğine hazırlanmak ve her seferinde el yüz,üst baş,mama sandalyesi temizliği,önlük,kaşık,tabak yıkama demek...
Günü artık yetiştirememek demek..
Yemeklerini çeşitlendirmek demek..
Çıkacak dişlerin rahatsızlığını yaşayan bebişe verilen pırasa,soğan kokularına tahammül edebilmek demek...
Her gece iki üç kez çoğunlukla babanın hazırladığı mamayı bebişe içirmek demek..
Her gece kaç kez olduğunu hatırlayamadığın biçimde piş piş demek,üst örtmek demek...
Yürüteçle istediği yere gidemeyen bebişe yollar açmak demek...
Emeklemeye başlaması için örnek olmak bakımından emeklemek demek..
Türlü şaklabanlıklar yapıp güldürmeye çalışmak demek..
Tel sararı,mini mini kuşu,ali babanın çiftliğini,ip sallamayı,hoşçakal yapmayı öğretmek demek...
AĞZIMIZI,GÖZÜMÜZÜ,BURNUMUZU GÖSTERDİĞİNDE "EVET İŞTE BUDUR" DİYEREK O TATLILIĞA DAHA FAZLA DAYANAMAYARAK KARNINA GERİ SOKMAK İSTEMEK DEMEK!!!
8.Ay
Evi salıvermek demek..
Halının üstüne battaniyeyi örtüp üzerine tüm oyuncakları yayıp,orta sehpayı çekip oyuncaklara basmadan gezmeye çalımak demek..
Mutfağı günde iki-üç kez süpürmek demek..(Arnica merlin sağolsun)
Kucağında bir bebişle iş yapabilmek demek...
Bir yandan bebişi oyalayarak bir yandan gelecek misafirlere hazırlık yapabilmek demek..
Müzik kulağı gelişsin diye internetten türlü çeşitli müzikler dinletmek demek...
Havanın buz kestiği bir gün bebiş kucağında olduğu için çizmeyi giyemeden babetle işe gitmek durumunda kalmak demek..
Uzayan saçlarını çeşit çeşit şekillere sokmaya çalışmak demek..
İki dişin gazabına uğramak demek...
Saçının başının yolunması demek...
Birlikte banyo yapmak demek...
Akşam 20.00 de uyuyan bebişin 21.00 de uyanıp oynamak istemesine sukunetle karşılık vermek demek.
Günlük gündüz uykularını ikiye düşürmeye çalışmak demek..
Emziğini uyurken bile kendisinin ağzına götürüşüne tanıklık etmek demek..(e yavaş yavaş kendi işlerini yapabilmeye başladığının göstergesi)
Yere attığı her nesneyi sabırla eline verip tekrar yere atmasına izin verip tekrar almak.... demek..
Yasakları,kuralları öğretmeye çalışmak demek..( Kalorifere cıs dediğimizde gözümüzün içine bakarak ellese de olucak olucak..)
Daha dikkatli olmak demek... Ağzına götürdüklerine dikkat etmek demek,karyolada yalnız bırakmamak demek...
Top oynamak,araba sürmek,kitap okumak demek..
Yaratıcılığını kullanıp türlü oyuncaklar yapmak,mutfak eşyalarını oyuncak olarak kullanmasına izin vermek demek..
Cep telefonunun başına binbir türlü hal gelmesi demek...
Yapamadığı bir iş olunca yardımına koşmak demek...
Her gün yeni bir şey öğrendiğini görüp şaşırmak demek..
Her iki günde zeytin ezmeye çalışmak demek...
Bakıcı teyzemize gideceğinde akşamdan yiyeceklerini de giyeceklerini de hazırlamak,hiçbir şeyini unutmamak demek...
Pek çok şeyi unutmamak için not defteri tutmak demek...
O İKİ PARMAKLA O MİNİK EKMEK PARÇALARINI ALMAYA ÇALIŞIŞINI SAATLERCE İZLEYEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK DEMEK!!!
Bebişimize bakacak iyi bir insan bulduğumuz için bolca şükretmek demek...
Bakıcı teyzemize gideceği günler akşamdan her şeyini hazırlamak,sabah kendin hızla hazırlanıp bebişi hazırlayabilmek demek...
Daha erken kalkmak demek...
Diş çıkarmakta olan bebişin bozulan düzenine ayak uydurmak,sık sık onu sakinleştirmeye çalışmak demek..
Her gün yada iki günde bir çamaşı makinesini açmak,kuruyanları ütülemek,yerlerine yerleştirmek demek..
Tüm bunların yanısıra kalan zamanlarda düzenli olarak kendimiz için yemek hazırlamaya devam etmek, bulaşık makinesi doldurmak boşaltmak,kendi kıyafetlerimizi yıkamak,evi temizlemek.... demek...
Bi şarkı öğrenmiştik ilkokulda çok sevmiştim hala hafızamdadır...
Güneşin alası çok,her evin anası yok,analar çeker yükü kimsenin bilesi yok.Gelin çiçek v(d)erelim,yollarına serelim,sevgi dolu türkülerle annemize verelim....
Kendi annenin değerini bin kez daha anlamak demek...
CENNET KOKULU MİNNAK BEBİŞİN MİMİKLERİYLE SENİ MEST ETMESİ DEMEK!!!
7.ay
Her yemekten sonra üst değiştirmek demek..
Minik ellerin yemeklere daldırılışına tanıklık edip gülümsemek demek...
Her gün iki üç kez mutfak süpürmek demek..
Öğün düzenini oturtmaya çalışmak demek...
Kahvaltıya başlayan bebiş için türlü seçenekler uydurmaya çalışmak demek...
Kahvaltı bitince ardından temizlik üst baş değişimi yaptırıp,meyveyi hazırlamak meyveyi yedirip yine mama sandalyesi temizliği üst baş temizliği yapıp,öğle yemeğini hazırlamaya başlamak bu da bitince yoğurtu çıkarıp yedirmek bu da bitince akşam yemeğine hazırlanmak ve her seferinde el yüz,üst baş,mama sandalyesi temizliği,önlük,kaşık,tabak yıkama demek...
Günü artık yetiştirememek demek..
Yemeklerini çeşitlendirmek demek..
Çıkacak dişlerin rahatsızlığını yaşayan bebişe verilen pırasa,soğan kokularına tahammül edebilmek demek...
Her gece iki üç kez çoğunlukla babanın hazırladığı mamayı bebişe içirmek demek..
Her gece kaç kez olduğunu hatırlayamadığın biçimde piş piş demek,üst örtmek demek...
Yürüteçle istediği yere gidemeyen bebişe yollar açmak demek...
Emeklemeye başlaması için örnek olmak bakımından emeklemek demek..
Türlü şaklabanlıklar yapıp güldürmeye çalışmak demek..
Tel sararı,mini mini kuşu,ali babanın çiftliğini,ip sallamayı,hoşçakal yapmayı öğretmek demek...
AĞZIMIZI,GÖZÜMÜZÜ,BURNUMUZU GÖSTERDİĞİNDE "EVET İŞTE BUDUR" DİYEREK O TATLILIĞA DAHA FAZLA DAYANAMAYARAK KARNINA GERİ SOKMAK İSTEMEK DEMEK!!!
8.Ay
Evi salıvermek demek..
Halının üstüne battaniyeyi örtüp üzerine tüm oyuncakları yayıp,orta sehpayı çekip oyuncaklara basmadan gezmeye çalımak demek..
Mutfağı günde iki-üç kez süpürmek demek..(Arnica merlin sağolsun)
Kucağında bir bebişle iş yapabilmek demek...
Bir yandan bebişi oyalayarak bir yandan gelecek misafirlere hazırlık yapabilmek demek..
Müzik kulağı gelişsin diye internetten türlü çeşitli müzikler dinletmek demek...
Havanın buz kestiği bir gün bebiş kucağında olduğu için çizmeyi giyemeden babetle işe gitmek durumunda kalmak demek..
Uzayan saçlarını çeşit çeşit şekillere sokmaya çalışmak demek..
İki dişin gazabına uğramak demek...
Saçının başının yolunması demek...
Birlikte banyo yapmak demek...
Akşam 20.00 de uyuyan bebişin 21.00 de uyanıp oynamak istemesine sukunetle karşılık vermek demek.
Günlük gündüz uykularını ikiye düşürmeye çalışmak demek..
Emziğini uyurken bile kendisinin ağzına götürüşüne tanıklık etmek demek..(e yavaş yavaş kendi işlerini yapabilmeye başladığının göstergesi)
Yere attığı her nesneyi sabırla eline verip tekrar yere atmasına izin verip tekrar almak.... demek..
Yasakları,kuralları öğretmeye çalışmak demek..( Kalorifere cıs dediğimizde gözümüzün içine bakarak ellese de olucak olucak..)
Daha dikkatli olmak demek... Ağzına götürdüklerine dikkat etmek demek,karyolada yalnız bırakmamak demek...
Top oynamak,araba sürmek,kitap okumak demek..
Yaratıcılığını kullanıp türlü oyuncaklar yapmak,mutfak eşyalarını oyuncak olarak kullanmasına izin vermek demek..
Cep telefonunun başına binbir türlü hal gelmesi demek...
Yapamadığı bir iş olunca yardımına koşmak demek...
Her gün yeni bir şey öğrendiğini görüp şaşırmak demek..
Her iki günde zeytin ezmeye çalışmak demek...
Bakıcı teyzemize gideceğinde akşamdan yiyeceklerini de giyeceklerini de hazırlamak,hiçbir şeyini unutmamak demek...
Pek çok şeyi unutmamak için not defteri tutmak demek...
O İKİ PARMAKLA O MİNİK EKMEK PARÇALARINI ALMAYA ÇALIŞIŞINI SAATLERCE İZLEYEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK DEMEK!!!
not:Çizimin kime ait olduğunu bulamadım.İnternetten alınmıştır.
11 Ekim 2012 Perşembe
günün çorbası
Günümüzün çorbası yeşil mercimekli şehriye çorbası idi.Çorbamızda adı üzerinde olduğu gibi yeşil mercimek başroldeydi. Yardımcı elemanlarımız,şehriye,soğan ve tam tahıl unu oldu. Sebze olarak sadece soğanımız vardı bu kez. Aslında biber falan koymayı düşündüm ama biraz da damak tadı oluşması bakımından bu malzemelerin yeterli olduğuna karar verdim. Protein ok. Tahıl ok.Bakliyat ok. Sebze eh işte.Yedi mi minnak yedi hem de pek severek.
Gün içerisinde pekmezimiz ok. Ceviziçimiz ok. Bir yumurta sarımız ok. Tam buğday ekmek içimiz ok. Peynirimiz ok.Muzumuz ok. Bir kavanoz nutellanın neredeyse tamamına yakın yoğurdumuz ok. tamam mıdır tamamdır. Mamamızı içip uyuduk.
Dün minnak gezmelerdeydi. Özöz amcasına gittik,ooo çoluk çocuk şenlikti.Tam bizim minnaklık.Hiç sesi çıkmadı. Herkeslere gülücükler saçtı.Seroş teyzesinin mis mamalarından yedi.Oturdu,kalktı,elden ele dolaştı. Haliyle gelince uyudu sabah 11 gibi baba zoruyla ancak uyanmış. Ben okuldaydım tabii bu arada. Bugünde 2-3 saatlik bir öğle uykusu uyuyunca akşam 5 uykusuna yatmadı. Banyo ardından uyku gelince saat 19da uyudu. Sabaha kadar mı aaa tabii ki değil. 20.00 de ayaktaydık. Oynadık,yuvarlandık derken 22.00 de uykuuu. Neyse yarın erken kalkıcaz.Düzene gireriz yeniden.
Geleceğe not;iki gündür güle güle yapmayı öğrendiiik.
Gün içerisinde pekmezimiz ok. Ceviziçimiz ok. Bir yumurta sarımız ok. Tam buğday ekmek içimiz ok. Peynirimiz ok.Muzumuz ok. Bir kavanoz nutellanın neredeyse tamamına yakın yoğurdumuz ok. tamam mıdır tamamdır. Mamamızı içip uyuduk.
Dün minnak gezmelerdeydi. Özöz amcasına gittik,ooo çoluk çocuk şenlikti.Tam bizim minnaklık.Hiç sesi çıkmadı. Herkeslere gülücükler saçtı.Seroş teyzesinin mis mamalarından yedi.Oturdu,kalktı,elden ele dolaştı. Haliyle gelince uyudu sabah 11 gibi baba zoruyla ancak uyanmış. Ben okuldaydım tabii bu arada. Bugünde 2-3 saatlik bir öğle uykusu uyuyunca akşam 5 uykusuna yatmadı. Banyo ardından uyku gelince saat 19da uyudu. Sabaha kadar mı aaa tabii ki değil. 20.00 de ayaktaydık. Oynadık,yuvarlandık derken 22.00 de uykuuu. Neyse yarın erken kalkıcaz.Düzene gireriz yeniden.
Geleceğe not;iki gündür güle güle yapmayı öğrendiiik.
8 Ekim 2012 Pazartesi
çorbalarrr...
Dün çorbamız karışık sebze idi.Minnak yedi mi yedi... Biraz çorbalardan yemeklerden geleceğe notlar bırakayım ki olur da ikinci bir aile üyesi girerse hayatımıza ben neler yapmışım demiyeyim.
Sebze çorbası(kırık buğdaylı);annem bu kırık buğdaya başka bişey diyorda neydi ki acaba:)) Evvet efenim çorbamızın içinde öncelikle ceviz kadar kendi suyunda haşlanmış kıymayı koyduk.Kıymayı haşladık mı önce, sonra kırmızı biber,patates,kırık buğdayı da ekledik.Biraz bunlar pişti içine brokoli ağaççıklarımızı da attık. İndirdikten sonra içine azcık zeytınyağı damlattık. Biraz da tam buğday ekmeği doğrayıp servis ettiik.MMMM afiyetle yendi. Taze taze bitirildi.Protein ok. Tahıl ok. Sebze ok. Bakliyat ok.tamamdır...
Sebze çorbası( Sarı mercimekli-Tam buğday unlu);Kıymayı yine aynı usül pişirik. İçine arpacık soğan,kırmızı biber,kabak koyduk. Sarı mercimeği kattık.Pişirdik.Tam buğday ununu ayrıca bir suda özedik. Hepsini karıştırdık. protein ok. sebze ok. bakliyat ok. tahıl ok. tamamdır. Henüz yenmedi.Minnak uyanınca yenecek.
Bunlar iki gündür yaptıklarım.Bundan öncede irmikli(ocaktan almaya 5dk kala katıyoruz içine),pirinçli,bulgurlu gibi sebze çorbalarıyla şenleniyordu sofralarımız. İki haftadır balık yiyor minnak.(Balığın siyah yerleri boyu uzatıyormuş,ben değil bilim öyle diyomuş)
Meyve yemeyen minnak öğlende yoğurt yemenin yolunu buldu.Meyveli yoğurt. Akşam üzeri tekrar yoğurt. Gün içinde iki çay kaşığı pekmez ve ceviziçi.
E arada unuttuğum oluyo tabii.
(minnak uyanır yine yazı yarım kalııır..)
Sebze çorbası(kırık buğdaylı);annem bu kırık buğdaya başka bişey diyorda neydi ki acaba:)) Evvet efenim çorbamızın içinde öncelikle ceviz kadar kendi suyunda haşlanmış kıymayı koyduk.Kıymayı haşladık mı önce, sonra kırmızı biber,patates,kırık buğdayı da ekledik.Biraz bunlar pişti içine brokoli ağaççıklarımızı da attık. İndirdikten sonra içine azcık zeytınyağı damlattık. Biraz da tam buğday ekmeği doğrayıp servis ettiik.MMMM afiyetle yendi. Taze taze bitirildi.Protein ok. Tahıl ok. Sebze ok. Bakliyat ok.tamamdır...
Sebze çorbası( Sarı mercimekli-Tam buğday unlu);Kıymayı yine aynı usül pişirik. İçine arpacık soğan,kırmızı biber,kabak koyduk. Sarı mercimeği kattık.Pişirdik.Tam buğday ununu ayrıca bir suda özedik. Hepsini karıştırdık. protein ok. sebze ok. bakliyat ok. tahıl ok. tamamdır. Henüz yenmedi.Minnak uyanınca yenecek.
Bunlar iki gündür yaptıklarım.Bundan öncede irmikli(ocaktan almaya 5dk kala katıyoruz içine),pirinçli,bulgurlu gibi sebze çorbalarıyla şenleniyordu sofralarımız. İki haftadır balık yiyor minnak.(Balığın siyah yerleri boyu uzatıyormuş,ben değil bilim öyle diyomuş)
Meyve yemeyen minnak öğlende yoğurt yemenin yolunu buldu.Meyveli yoğurt. Akşam üzeri tekrar yoğurt. Gün içinde iki çay kaşığı pekmez ve ceviziçi.
E arada unuttuğum oluyo tabii.
(minnak uyanır yine yazı yarım kalııır..)
7 Ekim 2012 Pazar
7.ay
Tembel annem yazmasa da ben büyümeye devam ediyorum.Hem de çoook hızlı.Annem yetişemiyormuş hızıma öyle diyo...
Tembel annen yazsın bakalım kuzucum.Neler yapıyorsun,neler yapıyoruz...
Öncelikle okul açıldığından beri bir telaş bir koşuşturma sürecini düzene oturtabildik gibi gibi.Artık haftada üç gün yarım gün olmak üzere seloş teyzenlerdesin yavrucuğum.Evet annannenler gittiler. Seloş teyzen çok tatlı bir anne.Onun da iki çocuğu var.Ummumla simmoş.Özellikle ummum abini çook seviyosun.Giderek alışıyorsun.Gerçi hiç alışamama gibi bir durumun olmadı daha baştan beri. Bahçeli bir evleri var. Her gittiğinde bahçeye çıkıp kedi seviyor,ağaçlara dokunuyorsun.Simmoş ablanla oynuyorsun.Mutlusun gibi hissediyorum.Gözüm arkada kalmıyor. Seloş teyzeni gördüğünde gülücüklerin göklere ulaşıyo,almaya gittiğimde beni de görünce aynısın.Güleç suratlı kızım benim.Hayat seni hep güldürsün inşallah.
Azcık tembelsin kuzucum.Hiiç emekleme de gözün yok. Yere yüzüstü bırakınca biraz yerle biraz yerdeki bulduklarınla ilgilenip hafif mızırdanma dönemine geçiyorsun.Ama yürüteçteysen hiç sorun yok zıplaya zıplaya heryere gidiyorsun.O zıp zıp değil kuzum diyorum ama sen bildiğini okuyorsun. Ayakta tutunca, uzun bir süre gayet güzel basıp gayet güzel adımlar atıyorsun. Ayakların yere sağlam basıyor:)
aAAAAA asıl en önemlisi İKİ PIRILDAYAN DİŞİN var artık.İki hafta oldu. Biri bayağı uzadı ikincisi de takipte. Geçen hafta biraz huzursuzdun bu sebepten.Bu hafta toparladın.
İştahın maşallah iyi de şu meyve işine gelince bir duruyorsun.İki kaşık alıp gerisini sen ye diyorsun.A benim can kızım meyve vitamindir vitaminn.Kahvaltıda artık bir tam yumurta sarısı,peynir,tam bığday ekmeği,ıhlamur,ceviziçi yiyorsun.Günde iki defa pekmez veriyorum.Bugün itibariyle kıymalı çorbalara geçmiş bulunuyorum.Yoğurda hala bayılıyorsun.Ben de yoğurt yerken sana bayılıyorum.
Uyku düzenimiz hala aynı gibi üç gündüz uykusu uyuyup,akşam 20.00 de gece uykusuna yatıyorsun .Ama sanki gündüzü ikiye indirecekmişin gibi geliyor bana.Süreyi uzatmaya başladın çünkü.Uyanınca yatakta öyle bekliyorsun.Birisi gelip beni alsın diye.Beni ya da babanı görünce gülücükler saçıyorsun
Göz,burun ve ağızı biliyor ve benim üzerimde gösteriyorsun .Ağız nerde deyince kendi ağzını açıyorsun bazen de. Tel sararı öğrenmeye çalışıyorsun şu aralar;ama çokça kayıtsız gibi görünüyorsun bu tür şeylere.Öyle bi bakışın var ki sanki" bu saçma şeyi niye karşımda yapıyorsun" der gibisin bazen. Bende bilmiyorum ki işte,gelenek bozulmasın maksat.
Tembel annen yazsın bakalım kuzucum.Neler yapıyorsun,neler yapıyoruz...
Öncelikle okul açıldığından beri bir telaş bir koşuşturma sürecini düzene oturtabildik gibi gibi.Artık haftada üç gün yarım gün olmak üzere seloş teyzenlerdesin yavrucuğum.Evet annannenler gittiler. Seloş teyzen çok tatlı bir anne.Onun da iki çocuğu var.Ummumla simmoş.Özellikle ummum abini çook seviyosun.Giderek alışıyorsun.Gerçi hiç alışamama gibi bir durumun olmadı daha baştan beri. Bahçeli bir evleri var. Her gittiğinde bahçeye çıkıp kedi seviyor,ağaçlara dokunuyorsun.Simmoş ablanla oynuyorsun.Mutlusun gibi hissediyorum.Gözüm arkada kalmıyor. Seloş teyzeni gördüğünde gülücüklerin göklere ulaşıyo,almaya gittiğimde beni de görünce aynısın.Güleç suratlı kızım benim.Hayat seni hep güldürsün inşallah.
Azcık tembelsin kuzucum.Hiiç emekleme de gözün yok. Yere yüzüstü bırakınca biraz yerle biraz yerdeki bulduklarınla ilgilenip hafif mızırdanma dönemine geçiyorsun.Ama yürüteçteysen hiç sorun yok zıplaya zıplaya heryere gidiyorsun.O zıp zıp değil kuzum diyorum ama sen bildiğini okuyorsun. Ayakta tutunca, uzun bir süre gayet güzel basıp gayet güzel adımlar atıyorsun. Ayakların yere sağlam basıyor:)
aAAAAA asıl en önemlisi İKİ PIRILDAYAN DİŞİN var artık.İki hafta oldu. Biri bayağı uzadı ikincisi de takipte. Geçen hafta biraz huzursuzdun bu sebepten.Bu hafta toparladın.
İştahın maşallah iyi de şu meyve işine gelince bir duruyorsun.İki kaşık alıp gerisini sen ye diyorsun.A benim can kızım meyve vitamindir vitaminn.Kahvaltıda artık bir tam yumurta sarısı,peynir,tam bığday ekmeği,ıhlamur,ceviziçi yiyorsun.Günde iki defa pekmez veriyorum.Bugün itibariyle kıymalı çorbalara geçmiş bulunuyorum.Yoğurda hala bayılıyorsun.Ben de yoğurt yerken sana bayılıyorum.
Uyku düzenimiz hala aynı gibi üç gündüz uykusu uyuyup,akşam 20.00 de gece uykusuna yatıyorsun .Ama sanki gündüzü ikiye indirecekmişin gibi geliyor bana.Süreyi uzatmaya başladın çünkü.Uyanınca yatakta öyle bekliyorsun.Birisi gelip beni alsın diye.Beni ya da babanı görünce gülücükler saçıyorsun
Göz,burun ve ağızı biliyor ve benim üzerimde gösteriyorsun .Ağız nerde deyince kendi ağzını açıyorsun bazen de. Tel sararı öğrenmeye çalışıyorsun şu aralar;ama çokça kayıtsız gibi görünüyorsun bu tür şeylere.Öyle bi bakışın var ki sanki" bu saçma şeyi niye karşımda yapıyorsun" der gibisin bazen. Bende bilmiyorum ki işte,gelenek bozulmasın maksat.
14 Eylül 2012 Cuma
yarım yaş kızıma mektubumdur...
Cennet kokulu kızım,minnak yavrum,aşkların en tatlısı en ballısı en güzeli jujum benimmmm sabah sabah gözlerini açtığında bu sözlerle karşılıyoruz günü bebeğim tam 6 aydır. Sana olan sevgimizi ne baban anlatabilir ne de ben.Bazen tekrar alıp karnıma koyasım geliyor seni desem birazcık anlatabilmiş olurum heralde.(yok henüz böyle bi teknoloji de ondan kurtarıyorsun juju)
İyiki katıldın hayatımıza be kızım,biz yarımmışız da tamamlanmak için seni bekliyormuşuz sen geldin de kocaman bir bütün olduk. Hayatın yollarında yuvarlanan bir sevgi yumağıyız artık. Yuvarlanıp duruyoruz işte kendi çapımızda.Sen geldiğinde 51 cm boyun 3.180 kilonla küçücük minnacıktın.Şimdilerde 68cm boyun 8.400 kilonla minik bi dana oldun.Artık kıpır kıpır kıpırdayan,yattığı yerde iki dk.durmayan oturmak,yürümek,kucakta dolaşmak isteyen meraklı bir minişsin.Büyüyorsun...
Kaşığını kendin tutup yemek istiyorsun,kendi yatağında şirinine sarılıp uyuyorsun,oturup kitaplarına bakıyorsun büyüyorsun..
Ah benim güzel kızım şu aralar evimize doğalgaz yapıldı.Ev altüst oldu.Okulda toplantılarımız babanla çakıştı.Sen aşı oldun.Hepsi üstüste geldi.Gün itibariyle hepsini atlatmış bulunuyoruz. Toplantılar çakışınca eve doğalgazcılar geldi evi onlara bıraktık.Seni de alıp Seroş teyzenlere götürdük.En son onları gördüğünde 4 aylıktın ve onlar evleniyorlardı.Bırakıp çıktık seni.Sen ne akıllı bi bebeksin ki neredeyse hiç tanımadığın kişilerde usluca bizi beklemişin. Uyumuş uyanmışın. iki saat sonra baban seni alana kadar uslu uslu bizi beklemişin.Güzel kızım pazartesi okullar başlıyor.Bakıcı teyzemizle konuşucaz yarın. Bakalım bu duruma nasıl alışıcaz. Daha doğrusu 6,5 ay sonra ben , uzun bir süreyi dışarda senden ayrı nasıl geçireceğim.Buna alışırız juju sen de ben de güçlüyüz kızım.Bağımsız bir insan olmanı isterim. Kendi ayakları üstünde duran,güçlü bir insan olmanı isterim. İşte belki de bu yüzden her türlü duruma alışmanı istiyorum. Kendin uyuyabil,kendin beslenebil kendin olabil.Her arkanı döndüğünde ise ben oradayım,baban önünde.Hayatın yollarında yorulduğunda,tökezlediğinde bize ihtiyacın olduğu her anda yanındayız. Nerede olursan ol,neleri tercih edersen et hep seninleyiz.Sevginin sınırı ve şartı yoktur.
Seninle olan her dakikayı her saniyeyi dolu dolu yaşamaya çalışıyoruz minnak ,biliyoruz ki hiçbir günün geri dönüşü yok. Seninle zaman ne de güzel akıyor minnak,fazlaca hızlı olsa da.
Seni çoooook seviyoruz minnak.Baban da ben de.
Annen
(not:Babanın bilgisayarını çökerttim fotoğrafların hepsi gitti.Yani yedekli de, bilg. olmadığı için fotoğrafını ekleyemedim minnakçığım)
İyiki katıldın hayatımıza be kızım,biz yarımmışız da tamamlanmak için seni bekliyormuşuz sen geldin de kocaman bir bütün olduk. Hayatın yollarında yuvarlanan bir sevgi yumağıyız artık. Yuvarlanıp duruyoruz işte kendi çapımızda.Sen geldiğinde 51 cm boyun 3.180 kilonla küçücük minnacıktın.Şimdilerde 68cm boyun 8.400 kilonla minik bi dana oldun.Artık kıpır kıpır kıpırdayan,yattığı yerde iki dk.durmayan oturmak,yürümek,kucakta dolaşmak isteyen meraklı bir minişsin.Büyüyorsun...
Kaşığını kendin tutup yemek istiyorsun,kendi yatağında şirinine sarılıp uyuyorsun,oturup kitaplarına bakıyorsun büyüyorsun..
Ah benim güzel kızım şu aralar evimize doğalgaz yapıldı.Ev altüst oldu.Okulda toplantılarımız babanla çakıştı.Sen aşı oldun.Hepsi üstüste geldi.Gün itibariyle hepsini atlatmış bulunuyoruz. Toplantılar çakışınca eve doğalgazcılar geldi evi onlara bıraktık.Seni de alıp Seroş teyzenlere götürdük.En son onları gördüğünde 4 aylıktın ve onlar evleniyorlardı.Bırakıp çıktık seni.Sen ne akıllı bi bebeksin ki neredeyse hiç tanımadığın kişilerde usluca bizi beklemişin. Uyumuş uyanmışın. iki saat sonra baban seni alana kadar uslu uslu bizi beklemişin.Güzel kızım pazartesi okullar başlıyor.Bakıcı teyzemizle konuşucaz yarın. Bakalım bu duruma nasıl alışıcaz. Daha doğrusu 6,5 ay sonra ben , uzun bir süreyi dışarda senden ayrı nasıl geçireceğim.Buna alışırız juju sen de ben de güçlüyüz kızım.Bağımsız bir insan olmanı isterim. Kendi ayakları üstünde duran,güçlü bir insan olmanı isterim. İşte belki de bu yüzden her türlü duruma alışmanı istiyorum. Kendin uyuyabil,kendin beslenebil kendin olabil.Her arkanı döndüğünde ise ben oradayım,baban önünde.Hayatın yollarında yorulduğunda,tökezlediğinde bize ihtiyacın olduğu her anda yanındayız. Nerede olursan ol,neleri tercih edersen et hep seninleyiz.Sevginin sınırı ve şartı yoktur.
Seninle olan her dakikayı her saniyeyi dolu dolu yaşamaya çalışıyoruz minnak ,biliyoruz ki hiçbir günün geri dönüşü yok. Seninle zaman ne de güzel akıyor minnak,fazlaca hızlı olsa da.
Seni çoooook seviyoruz minnak.Baban da ben de.
Annen
(not:Babanın bilgisayarını çökerttim fotoğrafların hepsi gitti.Yani yedekli de, bilg. olmadığı için fotoğrafını ekleyemedim minnakçığım)
6 Eylül 2012 Perşembe
0-6 ay kullandıklarım...
Kullanıp memmun kaldıklarımdan başlayayım öncelikle...
1.Chicco ev tipi anakucağı; İyiki almışım dediklerimden,özellikle ilk üç ay yanımızdan hiç ayırmadığımız.Hangi marka olursa olsun farketmez sanırım hepside aynı işlevi görür.Ekstra olarak sallanabilme özelliği çok işimize yaradı;ama onun dışında illaki titreşimli olmasına,içinden minik bir battaniye çıkmasına ve hatta öyle cıvıl cıvıl oyuncakları olmasına bile gerek yokmuş.Mp3 çalma özelliğini kullanıyorduk ancak müzikçalardan,bilgisayardan da dinlenilebilir. Üzerindeki ışıklı sesli oyuncaklar neden
sonuç ilişkisi kurabilmeyi öğrenmesinde faydalı olmuştur belki. Ayaklarıyla iyice vuruyordu ki ses çıkabilsin diye.Titreşim özelliğini bi kaç kez kullanmışızdır;çok gazlı olup da ağladığında.Onda da zaten onun bile etkisi olmuyordu. Özellikle ilk üç ay evde her yerde,dışarıda gezmelerde rahatlıkla uyumaya devam etti.Düzeni bozulmadı. 4.ay sonunda ek gıdalara geçişimize hizmet etti kendileri.Şimdilerde mama sandalyesine terfi etmemizle birlikte yavaş yavaş kendisini terk ediyoruz.
Beğenmediğim yanı emniyet kemerinin yeterince uzun ve kullanışlı olmaması.Gerçi emniyet kemerine olan ihtiyaç yaklaşık 3.ayda başlıyor.4.ay da zorunlu hale geliyor;ancak yine de daha kullanışlı olabilirmiş.
Beğendiğim yanı üzerindeki çıkarılabilir sarı-turuncu kısım yıkanılabiliyor.Her ne kadar ben minnak küçükken naylonumsu bişide yatması içime sinmediği için üzerine penye battaniye serip yatırıyorsam da ek gıdaya geçişle birlikte yıkanabilmesi önem kazanıyor. Sallanması,boyutu,yatış ayarı,taşınmasının kolaylığı da beğendiklerim.
2. Oyun halısı;(Tiny Love tekmele oyna)Her ne kadar kızım oyun halısı sayesinde çok kısa sürede nesneleri yakalamayı ve elinde tutabilmeyi öğrenmiş olsada çok da gerekli değilmiş oyun halısı. 2,5 aylıkken dönebilmeyi öğrenmişti zaten ki oyun halısını dönebildikten yaklaşık bir hafta sonra almıştık. Bilmiyorum belki faydası olmuştur gelişimine ama zaten 3-6 ay arası dönemin çoğunu tatilde geçirdik şimdi de içinde durmak istemiyor.Hışırtılı yerleri biraz ilgisini çekiyor o kadar. Zaten bir haftadır desteksiz oturabildiği için hep oturmak istiyor.Onun yerine yere battaniye serip üzerine oyuncaklar koyuyoruz,oturup onlarla oynuyor.
Oyun halımızın beğendiğim yönleri rahatlıkla silinebilmesi,renklerinin gayet dikkat çekici olması.Beğenmediğim yanı tekmele oyna kısmının bir bebeğin rahatlıkla çalıştıramayacağı sertlikte olması.Biz bu kısmı neredeyse hiç kullanmadık,şimdilerde ayrı olarak müzik dinletmek amacıyla kullanıyoruz.
3. Avent-Dr.browns biberonlar; 4.ayda mama desteğine başladık minnak kuzuya. Önceleri sadece pirinç unlu mama veriyordum kaşıkla.Günde iki kez yetiyordu.Sonraları yetmemeye başlayınca formül mama desteği de yapmaya başladım.Formül mama ve pirinçliyi karıştırıp muhallebi gibi yediriyordum.Minnak kuzu daha doğduğu günden itibaren yemek konusunda çook sabırsız bir bebek olduğu için hiç bekletmeksizin ağzına vermek çok zor oluyordu. Ağlıyordu,kızıyordu.Bu nedenle biberonla denemeye karar verdim 5 aylık gibiyken.Önce kabul etmedi. Sonra bir gün yine böyle aceleci tavırlardayken iki biberonunda deliğini büyüttüm. Aventinkini büyütmek ne kelime bardak gibi ağız yapmışım kendilerine.İşte böyle biberona alıştı minnak kuzu.Şimdilerde emmeyi tamamen bırakmak üzere,geceleri mama desteği gündüz ek gıda ile ilerliyoruz.Neyse dönelim asıl konumuza iki biberondan da memmunum; tabii ki emzikleri değiştirmek koşuluyla.İkisi de bpa içermiyor.Hafif esnekler ve çook hafif bulanık görüntüye kavuştular bpa içermediklerinin göstergesiymiş bunlar.
4.Pierre Cardin bebek arabası;Tam yatabilir oluşuyla,çift yönlü kullanımıyla,neredeyse tam kapanır tentesiyle,bagajda az yer kaplamasıyla yeterince övgüyü hakediyor. Hafif sallantılı gitse de,bebek size dönük sürüldüğünde zorlanılsa da çok önemli değil. Minnak kuzu içinde her daim rahat etti diyebilirim.Kapatılıp açılması aslında çok zor olmasa da bebek kucaktayken tek elle yapılamaz gibi.Ben hiç buna gerek duymadığım için bu konuda bişi diyemicem.
5.Prima carrium Bebek bezi; Yeni 4 numaraya geçtik.Çok memmun kaldık.Yalnız kiloya uygun olmadığında yani geçiş dönemlerinde sırta sızdırma problemlerimiz de oldu.
6.Can bebe alt değiştirme örtüsü;Avmlerde,Sahilde,evde,piknikte her yerde.Küçük kazaları önlemek açısından süper.
7. Dalin şampuan;Önce sebamed almıştık,ancak gözlerini yaktı sanki ağlıyordu.Daline geçtik o memmun biz memmun.
8.Otribebe burun aspiratörü;Hayatımızı kurtarıyor diyebilirim.Bir bebeğin en mutsuz ve huzursuz olduğu anlardan biri de burnunun tıkalı olduğu anlar. Sık serum fizyolojiği,çek aspiratörle burnu.Hepsi bu. Mutluyuz,huzurluyuz.
9. Sudocrem pişik kremi;Hiç pişiğimiz olmadı.Önlem amaçlı sürekli kullandım. Ufak çiziklerde de faydalarını gördük.
Kendime kullandıklarım;
1. Bebefox emzirme atleti;Kullandığınız bedenin iki büyüğünü almak gerekiyor duruma göre üç beden büyük de olur:)İlk üç ay sürekli bunları kullandım. Çok memmun kaldım.Sonra pentinin içinde şekillendirici olan yarım atletlerini keşfettim. O da benim için büyük bir keşif oldu. Dışarıda kullanılabirlik açısından,her istediğinizi giyebilmeniz için bunlar daha uygun.
2.Humana-milupa anne çayları; Sütümü artırdı mı içmesem de aynı süt olur muydu bilemiyorum. Yalnız özellikle humanayı içtiğim dönemde hergün duş almama rağmen kendi kokumdan bile kaçmak istiyordum diyebilirim:)
1.Chicco ev tipi anakucağı; İyiki almışım dediklerimden,özellikle ilk üç ay yanımızdan hiç ayırmadığımız.Hangi marka olursa olsun farketmez sanırım hepside aynı işlevi görür.Ekstra olarak sallanabilme özelliği çok işimize yaradı;ama onun dışında illaki titreşimli olmasına,içinden minik bir battaniye çıkmasına ve hatta öyle cıvıl cıvıl oyuncakları olmasına bile gerek yokmuş.Mp3 çalma özelliğini kullanıyorduk ancak müzikçalardan,bilgisayardan da dinlenilebilir. Üzerindeki ışıklı sesli oyuncaklar neden
sonuç ilişkisi kurabilmeyi öğrenmesinde faydalı olmuştur belki. Ayaklarıyla iyice vuruyordu ki ses çıkabilsin diye.Titreşim özelliğini bi kaç kez kullanmışızdır;çok gazlı olup da ağladığında.Onda da zaten onun bile etkisi olmuyordu. Özellikle ilk üç ay evde her yerde,dışarıda gezmelerde rahatlıkla uyumaya devam etti.Düzeni bozulmadı. 4.ay sonunda ek gıdalara geçişimize hizmet etti kendileri.Şimdilerde mama sandalyesine terfi etmemizle birlikte yavaş yavaş kendisini terk ediyoruz.
Beğenmediğim yanı emniyet kemerinin yeterince uzun ve kullanışlı olmaması.Gerçi emniyet kemerine olan ihtiyaç yaklaşık 3.ayda başlıyor.4.ay da zorunlu hale geliyor;ancak yine de daha kullanışlı olabilirmiş.
Beğendiğim yanı üzerindeki çıkarılabilir sarı-turuncu kısım yıkanılabiliyor.Her ne kadar ben minnak küçükken naylonumsu bişide yatması içime sinmediği için üzerine penye battaniye serip yatırıyorsam da ek gıdaya geçişle birlikte yıkanabilmesi önem kazanıyor. Sallanması,boyutu,yatış ayarı,taşınmasının kolaylığı da beğendiklerim.
2. Oyun halısı;(Tiny Love tekmele oyna)Her ne kadar kızım oyun halısı sayesinde çok kısa sürede nesneleri yakalamayı ve elinde tutabilmeyi öğrenmiş olsada çok da gerekli değilmiş oyun halısı. 2,5 aylıkken dönebilmeyi öğrenmişti zaten ki oyun halısını dönebildikten yaklaşık bir hafta sonra almıştık. Bilmiyorum belki faydası olmuştur gelişimine ama zaten 3-6 ay arası dönemin çoğunu tatilde geçirdik şimdi de içinde durmak istemiyor.Hışırtılı yerleri biraz ilgisini çekiyor o kadar. Zaten bir haftadır desteksiz oturabildiği için hep oturmak istiyor.Onun yerine yere battaniye serip üzerine oyuncaklar koyuyoruz,oturup onlarla oynuyor.
Oyun halımızın beğendiğim yönleri rahatlıkla silinebilmesi,renklerinin gayet dikkat çekici olması.Beğenmediğim yanı tekmele oyna kısmının bir bebeğin rahatlıkla çalıştıramayacağı sertlikte olması.Biz bu kısmı neredeyse hiç kullanmadık,şimdilerde ayrı olarak müzik dinletmek amacıyla kullanıyoruz.
3. Avent-Dr.browns biberonlar; 4.ayda mama desteğine başladık minnak kuzuya. Önceleri sadece pirinç unlu mama veriyordum kaşıkla.Günde iki kez yetiyordu.Sonraları yetmemeye başlayınca formül mama desteği de yapmaya başladım.Formül mama ve pirinçliyi karıştırıp muhallebi gibi yediriyordum.Minnak kuzu daha doğduğu günden itibaren yemek konusunda çook sabırsız bir bebek olduğu için hiç bekletmeksizin ağzına vermek çok zor oluyordu. Ağlıyordu,kızıyordu.Bu nedenle biberonla denemeye karar verdim 5 aylık gibiyken.Önce kabul etmedi. Sonra bir gün yine böyle aceleci tavırlardayken iki biberonunda deliğini büyüttüm. Aventinkini büyütmek ne kelime bardak gibi ağız yapmışım kendilerine.İşte böyle biberona alıştı minnak kuzu.Şimdilerde emmeyi tamamen bırakmak üzere,geceleri mama desteği gündüz ek gıda ile ilerliyoruz.Neyse dönelim asıl konumuza iki biberondan da memmunum; tabii ki emzikleri değiştirmek koşuluyla.İkisi de bpa içermiyor.Hafif esnekler ve çook hafif bulanık görüntüye kavuştular bpa içermediklerinin göstergesiymiş bunlar.
4.Pierre Cardin bebek arabası;Tam yatabilir oluşuyla,çift yönlü kullanımıyla,neredeyse tam kapanır tentesiyle,bagajda az yer kaplamasıyla yeterince övgüyü hakediyor. Hafif sallantılı gitse de,bebek size dönük sürüldüğünde zorlanılsa da çok önemli değil. Minnak kuzu içinde her daim rahat etti diyebilirim.Kapatılıp açılması aslında çok zor olmasa da bebek kucaktayken tek elle yapılamaz gibi.Ben hiç buna gerek duymadığım için bu konuda bişi diyemicem.
5.Prima carrium Bebek bezi; Yeni 4 numaraya geçtik.Çok memmun kaldık.Yalnız kiloya uygun olmadığında yani geçiş dönemlerinde sırta sızdırma problemlerimiz de oldu.
6.Can bebe alt değiştirme örtüsü;Avmlerde,Sahilde,evde,piknikte her yerde.Küçük kazaları önlemek açısından süper.
7. Dalin şampuan;Önce sebamed almıştık,ancak gözlerini yaktı sanki ağlıyordu.Daline geçtik o memmun biz memmun.
8.Otribebe burun aspiratörü;Hayatımızı kurtarıyor diyebilirim.Bir bebeğin en mutsuz ve huzursuz olduğu anlardan biri de burnunun tıkalı olduğu anlar. Sık serum fizyolojiği,çek aspiratörle burnu.Hepsi bu. Mutluyuz,huzurluyuz.
9. Sudocrem pişik kremi;Hiç pişiğimiz olmadı.Önlem amaçlı sürekli kullandım. Ufak çiziklerde de faydalarını gördük.
Kendime kullandıklarım;
1. Bebefox emzirme atleti;Kullandığınız bedenin iki büyüğünü almak gerekiyor duruma göre üç beden büyük de olur:)İlk üç ay sürekli bunları kullandım. Çok memmun kaldım.Sonra pentinin içinde şekillendirici olan yarım atletlerini keşfettim. O da benim için büyük bir keşif oldu. Dışarıda kullanılabirlik açısından,her istediğinizi giyebilmeniz için bunlar daha uygun.
2.Humana-milupa anne çayları; Sütümü artırdı mı içmesem de aynı süt olur muydu bilemiyorum. Yalnız özellikle humanayı içtiğim dönemde hergün duş almama rağmen kendi kokumdan bile kaçmak istiyordum diyebilirim:)
3 Eylül 2012 Pazartesi
6 AYLIK OLDUK BİLE...
Minnak kızımız 6 aylık olacak iki gün sonra. En son yazdığım yazıdan sonra yazları evinde oturamayan insanlar olarak gezintilere devam ettik tabii ki de.Bu kez öncelikli rotamız Ankara oldu.Dayıcığımız,nönü yengemiz,minnoşumuzla hasret giderdik.Defne bebişi Gabi teyzoşun karnında sevdik.Meloş Teyzoşlara gidip yaramazlıklar yaptık.Gogo teyzoşlara gidip kalabalıklara karıştık.Mis gibi erik suyunu çok sevdik.Hüp diye hüplettik.Esroş teyzoşla akşam sohbeti ettik.Bol bol alışveriş merkezi gezip anneciğin gözünü doyurduk.Minnak kızın ihtiyaçlarını aldık.E arada bir anneyede bikaç bişi aldık.
Babiş arabanın klimasını yaptırdı ve bir hafta kadar Ankara'da kaldıktan sonra halacığımızın yanına Antalya'ya yöneldik.On iki gün gezdik,tozduk,eğlendik,deniz,kum güneş yaptık.Hasret giderdik. Minnak kuzu denize bayıldı. hiç sesini bile çıkarmadı. Üstü gölgelikli bir simit alarak,minnak kuzuyu içine koyup attık denize. Dalga yüzüne vurmuş,ağzına su girmiş hiiç umrunda olmadı pek keyifliydi pek.Denizden çıkınca serilip şezlong altında sereserpe yatışı hele oooh görülmeye değerdi.Bize hiiç problem çıkarmadı,her şeye uyum sağladı.Acıkmadığı sürece.E bizde ona göre önlem alıp her gittiğimiz yere mama,su,ek gıda götürüyorduk.Akşam 22.00de de eve döndüğümüz oldu 23.00de de. Yine de bize uydu.Uyku saatlerinde dışarda bebek arabasında uyudu.Evde bazen koltukta,bazen yatakta idare etti.Kaoş abisiyle aralarından su sızmadı.Hayranlıkla onu izledi,ona güldü.Her ne kadar Kaoş abisine göre,minnak kuzu onu güldürüyor olsa da.Minnak kuzunun uyuduğu anlarda monopoly oynadık. Kredi kartları için geri neden para ödediğimizi anlatmaya çalıştık,çalıştık da çalıştık.:))En sonunda kredi kartı falan istemediğine karar verdi.Anladı galiba:)Kumlara bulanmadan arabaya binebilmek adına denemediği yöntem kalmadı.Doktor derdime bir çare şarkısı eşliğinde bol bol güldük.Mıktar seniii.
On iki günün ardından tekrar Ankara'ya geldik.Egoşumuzda tatilden gelmişti.İki gün daha kaldık vee eve dönüş yaptık.Bir haftadır evimizdeyiz. Tabii bu arada ek gıdaya son sürat devam ettik.Her yerde her mekanda. Minnak kuzunun artık belli bir yemek rutini de oluştu sayılır.En azından şimdilik. Sabah 9.00 kalkış ve 9.30 gibikahvaltı.Kahvaltı da peynir,iki günde bir yumurta sarısı, pekmez,ıhlamur.Bi de cicibebeyi ıhlamurla ıslatıp lapa yapıyorum ama onu pek yemiyor. 11.00de sabah uykusu 12.00 gibi kalkış 12.30 gibi çorba(havuç,patates,kabak,pirinç,irmik,brokoli,ıspanak..)Ispanaklıyı pek sevmedi galiba.Bir de tel süzgeçten geçirince de çok sevmedi ama yedi.Ama bunların dışında mımmm öyle bi yiyor ki elinden alacak varmış gibi. Çorbayı seviyor yani. 13.00 gibi uyku 14.00 gibi uyanış ve meyve(muz,şeftali,armut,erik,üzüm,kayısı,karpuz,elma..)Erik çok lifli geldi galiba pek sevmedik. Armuta bayıldık.Genel olarak meyveyle aramız eh fena değil. Ve son olarak 16-17 gibi yoğurt(iki günük falan günlük sütle yapılmış) bayılarak yiyor. En azından şimdilik. Ek gıda işine bodoslama dalmıştım öyle de gidiyor.Bazen kendi yediğimiz yemeklerden azcık veriyorum,kahvaltıda kaşardan falan.Napiim istiyor.Akşam yatarken mama.Akşam 8-9 arası uyuyor,gece bi kez kalkıp mama içiyor.Sabah 6-7 civarı mama içiyor.9.00 da tamamen uyanıyor.Hala kendi kendine uyuyor.Tatildeyken bazenleri ayakta sallamış olsakta çok alışmadı galiba.Ama tabii bazen yatağını sallamamız gerekebiliyor.Düzeni şaşarsa çılgına dönüyor.Genelde huzurluyuz,arada gece uyutmucak kadar huzursuz. İşte böyle devam ediyor hayat.Bugün işe dönüş günüydü.Yaklaşık bir saat kadar olsa da. Bakalım nasıl olacak bundan sonrası için.
Evimize kombi takılacak,benim okul durumum belli değil,bebişe nasıl kimin bakıca da belli değil bi karışık bişiler işte...Bakalım hayırlısı.
Etiketler:
6 aylık bebek,
bebekle tatil,
ek gıda,
gezi
27 Temmuz 2012 Cuma
gezdik,eğlendik,paylaştık,büyüdük...
Bir aydır gezmelerdeydik,küçük kızım halasını,kuzenini,babaannesini,ninesini,büyükdayıları,teyzeleri ziyaret etti. Kalabalıklara karıştı,kalabalıkla yaşamaya da iyice alıştı.Döndüğümüz için üzgünüm kızım.Biliyorum çook sevmiştin:( Peki minnak kuzu kendine neler kattı ,neler değişti bu süreçte;
Öncelikle gelişimimizden söz edelim.4.ay aşılarını orada oldu.Bu arada kilo ve boy ölçümleri yapıldı.sadece 350gr.almıştı.Zaten son zamanlarda ben doymadığını hissettiğim için muhallebiye başlamıştım.Milupanın sütlü pirinçlisine.Öyle keyifli yiyordu ki ham ham sesleri çıkararak.Evet pes ediyor ve ek gıdaya geçiyorum demiştim.Sonra 4.ay kontrolüne gittik orada.Doktorda kilosunu az bulduğu için ek gıdaya geçmemi önermişti.Yoğurt,meyve sonrasında da çorbalar.Öncelikle kayısı ile başladım.Günde iki çay kaşığı kayısı verim iki üç gün,sonra baktım birşey olmuyor üç kayısı vermeye başladım öğle saatlerinde.Kayısıyı cam rendeden geçirip veriyordum.Sabahları sütlü pirinçliye devam ettim.Akşam yatarkende yine milupanın tahıllısından vermeye başladım,aptamille karıştırarak. Bu böyle 10 gün sürdü.Bu arada armut ve elmayı da denedim,biraz ekşilerdi ama az da olsa yedi. Buraya geldiğimizde de yoğurda başladım, günlük süte babymix ile mayaladım o mayadan elde ettiğim maya ile devam ediyorum.Çok güzel tutmasa da gayet iyi bir performans sergilediğimi düşünüyorum bu konuda,ne de olsa çook daha öncelerden bi tencere sütü mayalayıp sabah kalktığımda yine süt olarak bulmuşluğum var..İnek sütüne mayalıyorum;çünkü hangi süt olursa olsun ya da formül süt ile de mayalansa bir şey değişmiyor.Burada süt bir aracı,yoğurt olduğunda içerik tamamen değişiyor.Neyse üç gündür akşamları yoğurt yediriyor ardından tahıllıdan verip uyutuyorum. Bu arada sık sık da emzirmeye devam ediyorum,ne emerse kardır mantığıyla.Sıcaklardan mı ek gıdalara alıştığından mı bilmiyorum ama sanki emiyomuş gibi yaparak beni kandırmaya çalışıyo gibime geliyo,yalancı emzik gibi tutuyo ağzında. Sıkıyorum süt geliyor ama sanki içine çekmio ya da bana mı öyle geliyo aman işte öyle bişiler. Kilo alımı düzeldi ya buna da şükür.
Çişimizde kırmızı pembe lekeler oluyordu son zamanlarda,biz de hemencecik doktora gittik orada.İdrar testi verdik,böbreklerimize bakıldı bişey çıkmadı. Doktorumuzda önemli değil dedi. Devam edince bu durum, dururmuyuz biz hemencecik başka doktora gittik o da testlere baktı filan "hımm önemli değil yeterli sıvı almıyor ya da yeterli beslenemiyor olabilir" dedi.İşte bunların üzerine ben her daim suyu ağzından eksik etmemeye başladım ki ,bi iki gündür düzeldi gibi. Yeterli beslenemiyor olabilir kısmını da her daim ağzı dolu gezdirerek çözmüş bulunuyorum.Meyve, yoğurt,mama,me.me,su...Şu an ki durumumuz sabah 6 gibi kalkıyor susamış oluyor su içiyor emiyor uyuyor 7.30 gibi kalkıp tekrar emiyor ben uyanamadığım için o da uyuyor 8.30 gibi kalkıyor,10 gibi mama yiyor,12.00 gibi meyve,17.00 gibi yoğurt 20.00 gibi tekrar mama ve uyku. Aralarda emiyor.Su içiyor. Dişleri için bolca kemiriyor.Dün kayısıyı kemirirken bi kısmını yuttu hatta. Bu saatler uyanma durumuna göre sarkıyor.
İşin sosyalleşme kısmında ise kızım dünyanın aslında çook kalabalık bir yer olduğunu görünce sevindirik oldu. O kucaktan bu kucağa atlayıp durdu. Gülücükler havada uçuştu.Geceyarılarına kadar dışarlarda gezdi,çıt bile çıkarmadı.Biz ona gereken şartları sağladık,o da bize uyum sağladı geçindik gittik.Kızımızın oldukça sevecen bir yapıya sahip olduğunu görmüş olduk.Dişlerini göstererek gülen herkese o da gülümsüyor.Kim olursa olsun.Dişlere karşı bi zaafı olması bu kızın:)o kucak bu kucak gezerken anne baba nerede diye aranmadı. İlk kalabalığa karıştığında şöyle bi afallayıp mızırdansa da,baktı hayat kalabalıkla keyifli koyuverdi kendini.
Kuzeni Kaoş abisini,halasını çook sevdi.Kaoş abiciğimiin bilmiş sözlerine,tatlıdiline de biz bayıldık.Minnak kuzuya küçük bobi,sünger bob,şişko bacak gibi lakaplar taktı."Sen dünyanın en güzel bebeğisin"diye sevişi minnak kuzunun da hoşuna gidiyordu ki gülüp duruyordu.Hiç kıskanmaması,en ufak bir zarar vermeden sevmesi gerçekten görülmeye değerdi.İzlediği çizgifilmleri anlayacağını düşünerek,minnak kuzuya da izleme teklif etmesi çok hoştu. "Sen de izlemek istiyorsun değil mi yenge bobi de izleyebilir mi" Kaoşumuz sünnet oldu,doğumgününü kutladık minnak kuzu hep yanındaydı onu çook sevdi.
Halacığı zor anlarımızda imdadımıza yetişen bir cankurtaran oldu. En çok da babamıza güzel bi kıyak oldu.Halacığı uyumadığında uyuttu,ağladığında gezdirdi.Ben babaya pasladığımda,baba halaya pasladı.Halası severek ilgilendi.Biz mutlu,hala mutlu herkes mutluydu.Babaanne,büyükhala,gelengiden derken minnak kuzu nasıl büyüdü farkedemedim.Bir gün köyde kaldık,bir gün Özü abimizin düğününü yaptık,iki gün arkadaşlarımız geldi onlarla gezdik derkeen zaman su olup aktı.
Minnak kuzu artık ellerini çok güzel kullanır oldu,ayaklarını keşfedip ağzına doğru götürmeye başladı,dönme işinde ilerledi.Bugün yatağında diklemesine yatıyorken,yanlamasına yatar bulduk.Bizi daha iyi anlar oldu.Oyuncaklarına,oyun halısına ilgisi daha da artar oldu. Masalcı tırtıl'ın sayfalarını bile çevirecek neredeyse o kadar yani.
İŞte böyle şimdilik...Bir de bu aralar tatile gitmek istiyoruz,havası biraz serin olsun,denizi biraz ılık olsun istiyoruz çok mu şey istiyoruz:))
Öncelikle gelişimimizden söz edelim.4.ay aşılarını orada oldu.Bu arada kilo ve boy ölçümleri yapıldı.sadece 350gr.almıştı.Zaten son zamanlarda ben doymadığını hissettiğim için muhallebiye başlamıştım.Milupanın sütlü pirinçlisine.Öyle keyifli yiyordu ki ham ham sesleri çıkararak.Evet pes ediyor ve ek gıdaya geçiyorum demiştim.Sonra 4.ay kontrolüne gittik orada.Doktorda kilosunu az bulduğu için ek gıdaya geçmemi önermişti.Yoğurt,meyve sonrasında da çorbalar.Öncelikle kayısı ile başladım.Günde iki çay kaşığı kayısı verim iki üç gün,sonra baktım birşey olmuyor üç kayısı vermeye başladım öğle saatlerinde.Kayısıyı cam rendeden geçirip veriyordum.Sabahları sütlü pirinçliye devam ettim.Akşam yatarkende yine milupanın tahıllısından vermeye başladım,aptamille karıştırarak. Bu böyle 10 gün sürdü.Bu arada armut ve elmayı da denedim,biraz ekşilerdi ama az da olsa yedi. Buraya geldiğimizde de yoğurda başladım, günlük süte babymix ile mayaladım o mayadan elde ettiğim maya ile devam ediyorum.Çok güzel tutmasa da gayet iyi bir performans sergilediğimi düşünüyorum bu konuda,ne de olsa çook daha öncelerden bi tencere sütü mayalayıp sabah kalktığımda yine süt olarak bulmuşluğum var..İnek sütüne mayalıyorum;çünkü hangi süt olursa olsun ya da formül süt ile de mayalansa bir şey değişmiyor.Burada süt bir aracı,yoğurt olduğunda içerik tamamen değişiyor.Neyse üç gündür akşamları yoğurt yediriyor ardından tahıllıdan verip uyutuyorum. Bu arada sık sık da emzirmeye devam ediyorum,ne emerse kardır mantığıyla.Sıcaklardan mı ek gıdalara alıştığından mı bilmiyorum ama sanki emiyomuş gibi yaparak beni kandırmaya çalışıyo gibime geliyo,yalancı emzik gibi tutuyo ağzında. Sıkıyorum süt geliyor ama sanki içine çekmio ya da bana mı öyle geliyo aman işte öyle bişiler. Kilo alımı düzeldi ya buna da şükür.
Çişimizde kırmızı pembe lekeler oluyordu son zamanlarda,biz de hemencecik doktora gittik orada.İdrar testi verdik,böbreklerimize bakıldı bişey çıkmadı. Doktorumuzda önemli değil dedi. Devam edince bu durum, dururmuyuz biz hemencecik başka doktora gittik o da testlere baktı filan "hımm önemli değil yeterli sıvı almıyor ya da yeterli beslenemiyor olabilir" dedi.İşte bunların üzerine ben her daim suyu ağzından eksik etmemeye başladım ki ,bi iki gündür düzeldi gibi. Yeterli beslenemiyor olabilir kısmını da her daim ağzı dolu gezdirerek çözmüş bulunuyorum.Meyve, yoğurt,mama,me.me,su...Şu an ki durumumuz sabah 6 gibi kalkıyor susamış oluyor su içiyor emiyor uyuyor 7.30 gibi kalkıp tekrar emiyor ben uyanamadığım için o da uyuyor 8.30 gibi kalkıyor,10 gibi mama yiyor,12.00 gibi meyve,17.00 gibi yoğurt 20.00 gibi tekrar mama ve uyku. Aralarda emiyor.Su içiyor. Dişleri için bolca kemiriyor.Dün kayısıyı kemirirken bi kısmını yuttu hatta. Bu saatler uyanma durumuna göre sarkıyor.
İşin sosyalleşme kısmında ise kızım dünyanın aslında çook kalabalık bir yer olduğunu görünce sevindirik oldu. O kucaktan bu kucağa atlayıp durdu. Gülücükler havada uçuştu.Geceyarılarına kadar dışarlarda gezdi,çıt bile çıkarmadı.Biz ona gereken şartları sağladık,o da bize uyum sağladı geçindik gittik.Kızımızın oldukça sevecen bir yapıya sahip olduğunu görmüş olduk.Dişlerini göstererek gülen herkese o da gülümsüyor.Kim olursa olsun.Dişlere karşı bi zaafı olması bu kızın:)o kucak bu kucak gezerken anne baba nerede diye aranmadı. İlk kalabalığa karıştığında şöyle bi afallayıp mızırdansa da,baktı hayat kalabalıkla keyifli koyuverdi kendini.
Kuzeni Kaoş abisini,halasını çook sevdi.Kaoş abiciğimiin bilmiş sözlerine,tatlıdiline de biz bayıldık.Minnak kuzuya küçük bobi,sünger bob,şişko bacak gibi lakaplar taktı."Sen dünyanın en güzel bebeğisin"diye sevişi minnak kuzunun da hoşuna gidiyordu ki gülüp duruyordu.Hiç kıskanmaması,en ufak bir zarar vermeden sevmesi gerçekten görülmeye değerdi.İzlediği çizgifilmleri anlayacağını düşünerek,minnak kuzuya da izleme teklif etmesi çok hoştu. "Sen de izlemek istiyorsun değil mi yenge bobi de izleyebilir mi" Kaoşumuz sünnet oldu,doğumgününü kutladık minnak kuzu hep yanındaydı onu çook sevdi.
Halacığı zor anlarımızda imdadımıza yetişen bir cankurtaran oldu. En çok da babamıza güzel bi kıyak oldu.Halacığı uyumadığında uyuttu,ağladığında gezdirdi.Ben babaya pasladığımda,baba halaya pasladı.Halası severek ilgilendi.Biz mutlu,hala mutlu herkes mutluydu.Babaanne,büyükhala,gelengiden derken minnak kuzu nasıl büyüdü farkedemedim.Bir gün köyde kaldık,bir gün Özü abimizin düğününü yaptık,iki gün arkadaşlarımız geldi onlarla gezdik derkeen zaman su olup aktı.
Minnak kuzu artık ellerini çok güzel kullanır oldu,ayaklarını keşfedip ağzına doğru götürmeye başladı,dönme işinde ilerledi.Bugün yatağında diklemesine yatıyorken,yanlamasına yatar bulduk.Bizi daha iyi anlar oldu.Oyuncaklarına,oyun halısına ilgisi daha da artar oldu. Masalcı tırtıl'ın sayfalarını bile çevirecek neredeyse o kadar yani.
İŞte böyle şimdilik...Bir de bu aralar tatile gitmek istiyoruz,havası biraz serin olsun,denizi biraz ılık olsun istiyoruz çok mu şey istiyoruz:))
30 Haziran 2012 Cumartesi
Papiş kızım der ki
***Annecik babacık beni kendi halime bırakın yahu,istediğim zaman uyur istemediğimde uyumam aaa yeteriniz artık.Akşamları artık sekiz de uyumucam hatta dokuzda da uyumucam onda uyur muyum bilemem keyfim bilir. Ay uyutmaya çalışıp durmayın.Dudaklarımı büzdürüp ağlarım.
***Beni o ana dizimidir kucağımıdır nedir ona yatırıp durmayın yahu,totom yere değio.Hımm şu oyun halısı mı nedir ona da koymayın ay bi alemsiniz bi de bi sürü para verip aldınız onu hihi,ben oyun oynamak istemiyo ,gezmek dolaşmak istio.Kucişinize alın beni , ortamlara akalım. Hadi onu yapmıosunuz bişi demiorum da bari evi gezdiripdurun.Evet evet her gün yeniden görmek istior olabilirim banyomuzu,küçük odamızı,mutfaamızı ben bıkmıom size ne ki gösterin işte.Sırtım ağrıyo,belim ağrıo bunları bahaneden saymam gezcem işte gezcem.Bak ağlarım.
***Ev yetmio bazen, küçük bu ev küçük.Bi iki oda daha olsa tamammış da yok işte.Gez gez hemencik bitiverio.Dışarı çıkarın beni bol bol.O park senin bu market benim gezelim,gıkımı çıkartırsam bi daha hiiç biyere götürmezsiniz.Ohh mis mis.Bal kaymak olurum o zaman.Evin kapısından gireceksek de lütfen ilk beş dkdan sonra kucu yapalım.Evi gezelim.gezelim de gezelim.Gezelim görelim.Hem çok gezen mi bilirmiş çok okuyan mı.E okuyamıcama göre gezelim de gezelim.Kucudan inmeyim işte canım.Fena ağlarım.
***Şu banyo meselesi var bi de napiim çok seviyorum oh mis kokmayı.Suya bıcı bıcı yapmayı.Çıkarmayın beni ordan diyorum anlamıyosunuz ki ben napim.Çıkardığınız yetmio anadan üryan doğmuşum işte ,illa örtüp durmaya çalışmayın doğal olanı bozmayın.Ağlarım tabii, haksız mıyım yahu.
*** Bi de çığlık atmaya başladı diosunuz duyuyorum sizi sağır değilim şükürler olsun ki. Atarım atmam. Apartman sakinlerimi , rahatsız etmek mi. Onlar daha kimle karşı karşıya olduklarının farkında değiller galiba.Bi çığırırım bi çığırırım isteklerimi yapmazsanız hepsini başınıza toplarım.
*** Ama çok sevimliyim demi bütün bunlara rağmen,uyumasam da hep kucuda olmak istesem de çığlık çığlığa bağırsam da napiim işte tatlıların tatlısıyım.Eee her güzel şeyin bir bedeli varmış.Öğrendiniz:))
***Annecik babacık öpüldünüz...Unutmadan birbirinize paslayıp durmayın beni biliyorum paylaşamıyorsunuz 8 saat annecik sen 8 saat babacık sen 8 saatte birlikte gezdirin beni olsun bitsin.Tamam tamam bunları yapın ben de ağlamam(e en azından bi düşünürüm)
***Beni o ana dizimidir kucağımıdır nedir ona yatırıp durmayın yahu,totom yere değio.Hımm şu oyun halısı mı nedir ona da koymayın ay bi alemsiniz bi de bi sürü para verip aldınız onu hihi,ben oyun oynamak istemiyo ,gezmek dolaşmak istio.Kucişinize alın beni , ortamlara akalım. Hadi onu yapmıosunuz bişi demiorum da bari evi gezdiripdurun.Evet evet her gün yeniden görmek istior olabilirim banyomuzu,küçük odamızı,mutfaamızı ben bıkmıom size ne ki gösterin işte.Sırtım ağrıyo,belim ağrıo bunları bahaneden saymam gezcem işte gezcem.Bak ağlarım.
***Ev yetmio bazen, küçük bu ev küçük.Bi iki oda daha olsa tamammış da yok işte.Gez gez hemencik bitiverio.Dışarı çıkarın beni bol bol.O park senin bu market benim gezelim,gıkımı çıkartırsam bi daha hiiç biyere götürmezsiniz.Ohh mis mis.Bal kaymak olurum o zaman.Evin kapısından gireceksek de lütfen ilk beş dkdan sonra kucu yapalım.Evi gezelim.gezelim de gezelim.Gezelim görelim.Hem çok gezen mi bilirmiş çok okuyan mı.E okuyamıcama göre gezelim de gezelim.Kucudan inmeyim işte canım.Fena ağlarım.
***Şu banyo meselesi var bi de napiim çok seviyorum oh mis kokmayı.Suya bıcı bıcı yapmayı.Çıkarmayın beni ordan diyorum anlamıyosunuz ki ben napim.Çıkardığınız yetmio anadan üryan doğmuşum işte ,illa örtüp durmaya çalışmayın doğal olanı bozmayın.Ağlarım tabii, haksız mıyım yahu.
*** Bi de çığlık atmaya başladı diosunuz duyuyorum sizi sağır değilim şükürler olsun ki. Atarım atmam. Apartman sakinlerimi , rahatsız etmek mi. Onlar daha kimle karşı karşıya olduklarının farkında değiller galiba.Bi çığırırım bi çığırırım isteklerimi yapmazsanız hepsini başınıza toplarım.
*** Ama çok sevimliyim demi bütün bunlara rağmen,uyumasam da hep kucuda olmak istesem de çığlık çığlığa bağırsam da napiim işte tatlıların tatlısıyım.Eee her güzel şeyin bir bedeli varmış.Öğrendiniz:))
***Annecik babacık öpüldünüz...Unutmadan birbirinize paslayıp durmayın beni biliyorum paylaşamıyorsunuz 8 saat annecik sen 8 saat babacık sen 8 saatte birlikte gezdirin beni olsun bitsin.Tamam tamam bunları yapın ben de ağlamam(e en azından bi düşünürüm)
19 Haziran 2012 Salı
105.GÜN
Hayır hayır gün saymıyorum aslında; 100.günümüzü hesaplamıştık da.
Her geçen gün minik kızımız yeni bir beceri kazanıyor. Artık sağına soluna dönüyor.Ve hatta bugün itibariyle tam bir dönüş yapabiliyor.İki elini ağzına sokuyor.Saçları dökülüyor,ortası kel yanları saçlı çook komik görünüyor.Bol bol gülümsüyor.Bizimle konuşuyor.Hatta şarkı söyleyince eşlik bile ediyor.Favori şarkısı da Ali Baba'nın çiftliği.Kucağımda oturuyor.Gövdeyi tam dik tutabiliyor.Bizi dinliyor.Oyun halısın da kendi kendine oynayabiliyor.10dk olsa da o bile yetiyor.Oyuncakları yumuk yumuk elleriyle tutmaya çalışıyor.Tabii bu esnada acayip komik görüntüler çıkıyor.Tuşlarına basınca aracın ismini söyleyip şarkı çalan bir oyuncağı var,onda ki tuşlara basabiliyor.Sağına soluna koyduğumuz nesneleri tutuveriyor.Evimize neşe saçıyor.Sabahları uyandığında yatağında kendi kendine oyalanıyor.Bizi görür görmez gülücükler havada uçuyor.
Güne saat 7,7.30 gibi başlıyoruz. Tracy Hogg'u uygulamaya devam yani. 7-10-13-16 ve 19 da besleniyoruz.Eğer 7.30 da ya da 8.00 de kalktıysak bu saatler buna göre düzenleniyor.Yalnız bi yerde hata yapıyorum ama orası neresi bulamadım.Gece 4.30da uyanıyor ve yarı uyur yarı uyanır durumlarla sabahı ediyoruz.Ve hatta bugün dayanamayıp babayı uyandırdım.En son saat 19-19.30-20.00 gibi banyo yapıp yatıyoruz.Burada bi yerde de bi hata yapıyoruz ama neresi bulamadım.Uyku rutinimiz olan müziği açıp kollarıma yatırıp ninnimizi söylüyorum,sonra yatağına yatırıp emziğini veriyorum buraya kadar her şey süper dee her şey burada başlıyor.Son bir haftadır bi beş dakika cokkudu cokkudu emziğini emiyor sonra da başlıyor ağlamaya, yaklaşık 20 dk yatır kaldır yaptıktan sonra gece uykusuna dalabiliyor.Bu olayı geçici sanmıştım ama değilmiş.(tabii ben bu yazıyı normal de tam bir hafta önce yazmıştım şimdi yeniden düzenliyorum bu olayı çözdük gibi) Sanırım sabahları anakucağında yatan minoşcuk akşamları yatağını yadırgıyordu.Ben de sabahları da öğlenleri de yatağında yatırmaya başladım bir haftadır çok fazla problem yaşamadık bakalım.Sadece cumartesi arkadaşlarımız vardı o gün biraz sesten zor uyudu filan,ertesi gün uyurkende bi yarım saat kadar mıkırdandı.
Örneğin bugünümüz şöyleydi: Sabah saat 8.00 kalktı emdi oynadık 8.45 de uyudu. 10.30 gibi kalktı 11.00de emdi oynadık uyudu.14.00 de tekrar emdi oynadık 15.00 gibi uyudu.17.00de tekrar emdi.Dışarıya çıktık 19.00 a kadar gezdik gelince banyo yaptı emdi 20.00 da yatırdım.Bi 10 dk sonra ağladı,kaldırdım salona getirdim kucağımda sessizce oturttum 5 dk falan sonra tekrar yatağına koydum biraz mıkırdandı kendi kendine 10dk da uyudu.
Banyo yapmayı,suyu acayip seviyor.Bugün ilk defa tek başıma yıkadım.Yıkadıktan sonra kovanın içine su doldurdum içine soktum ayaklarını çırptı durdu.Nasıl hoşuna gitti nasıl eğlendi sıpacım.
Gezmeyi,açık havayı da en az su kadar seviyor.Gezentinin önde gideni olacak gibi. Bugün 17.00 de çıktık 19.00da eve girdik hiiç sesi çıkmadı.Daha da gezerdi de ona kalsa ben de hal kalmadı 2 saat yürüyünce.
İşte bööyle geçiyor zaman..
Her geçen gün minik kızımız yeni bir beceri kazanıyor. Artık sağına soluna dönüyor.Ve hatta bugün itibariyle tam bir dönüş yapabiliyor.İki elini ağzına sokuyor.Saçları dökülüyor,ortası kel yanları saçlı çook komik görünüyor.Bol bol gülümsüyor.Bizimle konuşuyor.Hatta şarkı söyleyince eşlik bile ediyor.Favori şarkısı da Ali Baba'nın çiftliği.Kucağımda oturuyor.Gövdeyi tam dik tutabiliyor.Bizi dinliyor.Oyun halısın da kendi kendine oynayabiliyor.10dk olsa da o bile yetiyor.Oyuncakları yumuk yumuk elleriyle tutmaya çalışıyor.Tabii bu esnada acayip komik görüntüler çıkıyor.Tuşlarına basınca aracın ismini söyleyip şarkı çalan bir oyuncağı var,onda ki tuşlara basabiliyor.Sağına soluna koyduğumuz nesneleri tutuveriyor.Evimize neşe saçıyor.Sabahları uyandığında yatağında kendi kendine oyalanıyor.Bizi görür görmez gülücükler havada uçuyor.
Güne saat 7,7.30 gibi başlıyoruz. Tracy Hogg'u uygulamaya devam yani. 7-10-13-16 ve 19 da besleniyoruz.Eğer 7.30 da ya da 8.00 de kalktıysak bu saatler buna göre düzenleniyor.Yalnız bi yerde hata yapıyorum ama orası neresi bulamadım.Gece 4.30da uyanıyor ve yarı uyur yarı uyanır durumlarla sabahı ediyoruz.Ve hatta bugün dayanamayıp babayı uyandırdım.En son saat 19-19.30-20.00 gibi banyo yapıp yatıyoruz.Burada bi yerde de bi hata yapıyoruz ama neresi bulamadım.Uyku rutinimiz olan müziği açıp kollarıma yatırıp ninnimizi söylüyorum,sonra yatağına yatırıp emziğini veriyorum buraya kadar her şey süper dee her şey burada başlıyor.Son bir haftadır bi beş dakika cokkudu cokkudu emziğini emiyor sonra da başlıyor ağlamaya, yaklaşık 20 dk yatır kaldır yaptıktan sonra gece uykusuna dalabiliyor.Bu olayı geçici sanmıştım ama değilmiş.(tabii ben bu yazıyı normal de tam bir hafta önce yazmıştım şimdi yeniden düzenliyorum bu olayı çözdük gibi) Sanırım sabahları anakucağında yatan minoşcuk akşamları yatağını yadırgıyordu.Ben de sabahları da öğlenleri de yatağında yatırmaya başladım bir haftadır çok fazla problem yaşamadık bakalım.Sadece cumartesi arkadaşlarımız vardı o gün biraz sesten zor uyudu filan,ertesi gün uyurkende bi yarım saat kadar mıkırdandı.
Örneğin bugünümüz şöyleydi: Sabah saat 8.00 kalktı emdi oynadık 8.45 de uyudu. 10.30 gibi kalktı 11.00de emdi oynadık uyudu.14.00 de tekrar emdi oynadık 15.00 gibi uyudu.17.00de tekrar emdi.Dışarıya çıktık 19.00 a kadar gezdik gelince banyo yaptı emdi 20.00 da yatırdım.Bi 10 dk sonra ağladı,kaldırdım salona getirdim kucağımda sessizce oturttum 5 dk falan sonra tekrar yatağına koydum biraz mıkırdandı kendi kendine 10dk da uyudu.
Banyo yapmayı,suyu acayip seviyor.Bugün ilk defa tek başıma yıkadım.Yıkadıktan sonra kovanın içine su doldurdum içine soktum ayaklarını çırptı durdu.Nasıl hoşuna gitti nasıl eğlendi sıpacım.
Gezmeyi,açık havayı da en az su kadar seviyor.Gezentinin önde gideni olacak gibi. Bugün 17.00 de çıktık 19.00da eve girdik hiiç sesi çıkmadı.Daha da gezerdi de ona kalsa ben de hal kalmadı 2 saat yürüyünce.
İşte bööyle geçiyor zaman..
24 Mayıs 2012 Perşembe
80.gün
3.aya yaklaşırken neler yapmaktayız ...
Önce sağlık..İkinci ay aşımızı yaptırdığımızda ateşimiz çıkmadı ,kilomuz da 5.800 olmuştu.Yüzümüzdeki kızarıklıklar bir gün geçiyor ertesi gün tekrarlıyor.Patlıcan daha çok tetikledi gibi.Helvadan olabilir,fındıktan olabilir.Bilmiyorum bulamadım. Mustelanın hassas ciltler için kremini aldık,sürüyorum bakalım iyi gelecek mi.Hafiften pişiğimsi kızarıklığımız oldu hametan sürdüm bikaç kez geçti.Gaz sancılarımız hafifledi. Annesütüyle beslenmeye devam ediyoruz;ama bikaç gündür emerken ağlıyoruz.Süt mü az geliyor ya da kızıyor mu bilemedim.Bir de kakanı iki üç günde bir yapıyorsun son zamanlarda.
Uyku düzenimiz...Bu ay düzenimiz ilk aya göre oldukça iyi.Bir haftadır akşam 8-10 arası bi saatte yatırıyorum 1.30 gibi kalkıyor.4 gibi kalkıyor 7 gibi kalkıyor 9 gibi tamamen kalkıyor.Ama tabii bu günden güne değişiklik gösterebiliyor. Bazen uyanıyor uyumakta zorlanıyor,bazen gaz sancısı oluyor erkenden kalkıyor.Uykudan önce besliyorum banyo yaptırıyoruz tekrar beslenme,ışığı kapatıp ninni söylüyorum sonra fsher price'n ninnili yıldızını açıyorum emziğini ağzına verip uykuya geçmesini bekliyorum .Bu bazen bir buçuk saati bulabiliyor;çünkü emzik ağzından düştüğünde tekrar uyanıyor. E haliyle bu kadar saat bekle bekle benim de uykum geliyor,birlikte uyumuş oluyoruz.
Beslenme...Gündüzleride 3saatte bir olan rutinimizi devam ettiriyoruz.Her üç saatte beslenme alt değişimi aktivite ve uykuu.Gündüzleri hala ana kucağında uyumaya devam ediyoruz.Üçüncü ayımızda bu düzeni değiştirmeliyiz.Düzenimiz bozulursa bol bol huysuzlanıyoruz.
Sosyalleşme,motor gelişim....Agucuklarımız bugucuklarımız konuştuğumuz müddetçe bol. Çıngırak takip ediyoruz.Dışarıda gezmekten hoşlanıyoruz.Bebek arabasına binince hemencik rahatlayıp uyuyoruz. Baba işten geldiğinde konuşursa gülücükle karşılık veriyoruz.Ellerimizle battaniyeyi tutup üstümüze çekiyoruz.Ama bilinçli değil tabii.Bol bol parmaklarımıza bakıyoruz.Hayranlıkla.Ağzımızda emzik yoksa ellerimizle o boşluğu dolduruyoruz. Ağlama sesimizin tonu yükseldi,rahatsızsak ya da ihtiyacımız giderilmediyse son ses bağırıyoruz. Bi de dudak büzüyosun bebeğim bazen ah o zaman eriyip bitiyoruz. Yüksek sesleri sevmiyorsun,yüksek ses varsa uykuya tam olarak dalamıyorsun. Hımm bir de iki gündür yüzüstü yatırdığım da 3-5 sn kafanı dik tutabiliyosun.İşte fotoğrafta kanıtıdır bu eylemin:)Ufaktan dönmeye çalışıyorsun. Kalkmak istiyorsan kendini öne doğru bir itiyorsunki az daha zorlasan kalkacaksın yani. o an ki yüz ifadene bayılıyorum.Bol bol fotoğraf makinesine poz veriyorsun.
Büyüyor kuzucuk,üç aya on günümüz kaldı.Zaman gerçekten çabuk geçiyormuş;oysa ki ben çok iyi hatırlıyorum 18 günlükken sanki hiç 30 günlük olmayacakmış 12 gün hiç geçmeyecekmiş sanıyordum.Nurse harveys gaz ilacının kullanılabilmesi için 30 günlük olması gerektiği yazıyordu internette ve bizim kıpırık daha 18 günlüktü.Oniki gün sanki oniki yıl gibi gelmişti.Tek tek gün sayıyordum.80.güne ne de çabuk geldik. İkinci kırkımız çıktı vay be.Yok yok gün saymayı bırakalı çok oluyor.Dün öyle bi hesaplamıştık:)
Babacığın eski okulundan geldiler pazartesi günü.Saksı çiçeği getirmişler bize.Hiç anlamam çiçek cinslerinden hiç çiçeğim olmadı ki hiç yerleşik hayata geçemedim ki,saksı çiçeği işte.Ve artık evimizde saksı çiçeğimiz var,kıpırık kızımla büyüyecekler.Aaa asıl önemli haber gabi teyzemizin kızı olacak.Kızlarımızın aralarında 8 ay olacak,nerdeyse bizim gibi.
Bizden haberler böylee..
Önce sağlık..İkinci ay aşımızı yaptırdığımızda ateşimiz çıkmadı ,kilomuz da 5.800 olmuştu.Yüzümüzdeki kızarıklıklar bir gün geçiyor ertesi gün tekrarlıyor.Patlıcan daha çok tetikledi gibi.Helvadan olabilir,fındıktan olabilir.Bilmiyorum bulamadım. Mustelanın hassas ciltler için kremini aldık,sürüyorum bakalım iyi gelecek mi.Hafiften pişiğimsi kızarıklığımız oldu hametan sürdüm bikaç kez geçti.Gaz sancılarımız hafifledi. Annesütüyle beslenmeye devam ediyoruz;ama bikaç gündür emerken ağlıyoruz.Süt mü az geliyor ya da kızıyor mu bilemedim.Bir de kakanı iki üç günde bir yapıyorsun son zamanlarda.
Uyku düzenimiz...Bu ay düzenimiz ilk aya göre oldukça iyi.Bir haftadır akşam 8-10 arası bi saatte yatırıyorum 1.30 gibi kalkıyor.4 gibi kalkıyor 7 gibi kalkıyor 9 gibi tamamen kalkıyor.Ama tabii bu günden güne değişiklik gösterebiliyor. Bazen uyanıyor uyumakta zorlanıyor,bazen gaz sancısı oluyor erkenden kalkıyor.Uykudan önce besliyorum banyo yaptırıyoruz tekrar beslenme,ışığı kapatıp ninni söylüyorum sonra fsher price'n ninnili yıldızını açıyorum emziğini ağzına verip uykuya geçmesini bekliyorum .Bu bazen bir buçuk saati bulabiliyor;çünkü emzik ağzından düştüğünde tekrar uyanıyor. E haliyle bu kadar saat bekle bekle benim de uykum geliyor,birlikte uyumuş oluyoruz.
Beslenme...Gündüzleride 3saatte bir olan rutinimizi devam ettiriyoruz.Her üç saatte beslenme alt değişimi aktivite ve uykuu.Gündüzleri hala ana kucağında uyumaya devam ediyoruz.Üçüncü ayımızda bu düzeni değiştirmeliyiz.Düzenimiz bozulursa bol bol huysuzlanıyoruz.
Sosyalleşme,motor gelişim....Agucuklarımız bugucuklarımız konuştuğumuz müddetçe bol. Çıngırak takip ediyoruz.Dışarıda gezmekten hoşlanıyoruz.Bebek arabasına binince hemencik rahatlayıp uyuyoruz. Baba işten geldiğinde konuşursa gülücükle karşılık veriyoruz.Ellerimizle battaniyeyi tutup üstümüze çekiyoruz.Ama bilinçli değil tabii.Bol bol parmaklarımıza bakıyoruz.Hayranlıkla.Ağzımızda emzik yoksa ellerimizle o boşluğu dolduruyoruz. Ağlama sesimizin tonu yükseldi,rahatsızsak ya da ihtiyacımız giderilmediyse son ses bağırıyoruz. Bi de dudak büzüyosun bebeğim bazen ah o zaman eriyip bitiyoruz. Yüksek sesleri sevmiyorsun,yüksek ses varsa uykuya tam olarak dalamıyorsun. Hımm bir de iki gündür yüzüstü yatırdığım da 3-5 sn kafanı dik tutabiliyosun.İşte fotoğrafta kanıtıdır bu eylemin:)Ufaktan dönmeye çalışıyorsun. Kalkmak istiyorsan kendini öne doğru bir itiyorsunki az daha zorlasan kalkacaksın yani. o an ki yüz ifadene bayılıyorum.Bol bol fotoğraf makinesine poz veriyorsun.
Büyüyor kuzucuk,üç aya on günümüz kaldı.Zaman gerçekten çabuk geçiyormuş;oysa ki ben çok iyi hatırlıyorum 18 günlükken sanki hiç 30 günlük olmayacakmış 12 gün hiç geçmeyecekmiş sanıyordum.Nurse harveys gaz ilacının kullanılabilmesi için 30 günlük olması gerektiği yazıyordu internette ve bizim kıpırık daha 18 günlüktü.Oniki gün sanki oniki yıl gibi gelmişti.Tek tek gün sayıyordum.80.güne ne de çabuk geldik. İkinci kırkımız çıktı vay be.Yok yok gün saymayı bırakalı çok oluyor.Dün öyle bi hesaplamıştık:)
Babacığın eski okulundan geldiler pazartesi günü.Saksı çiçeği getirmişler bize.Hiç anlamam çiçek cinslerinden hiç çiçeğim olmadı ki hiç yerleşik hayata geçemedim ki,saksı çiçeği işte.Ve artık evimizde saksı çiçeğimiz var,kıpırık kızımla büyüyecekler.Aaa asıl önemli haber gabi teyzemizin kızı olacak.Kızlarımızın aralarında 8 ay olacak,nerdeyse bizim gibi.
Bizden haberler böylee..
5 Mayıs 2012 Cumartesi
uyu ki büyü
Uyumak güzeldir canım kızım,uyumak büyütür hem uyumak evdeki diğer insanların da ruh sağlığı için iyidir. Uyu ki büyü güzel kızım.Özellikle gece 11 sabah 5 arası uyu ki büyü. Ben demiyorum kıpırığım bilim insanları diyor,bu saatler de salgılanıyormuş büyüme hormonları.Hem anne de hem baba da hem komşular da uyusun.Diyor ki atalar bir gece uykusu kırk gündüz uykusuna bedelmiş. iki günde 80 günlük gündüz uykusu gitti kıpırık.
İki gündür akşam 20 gece 4-5 uyumuyorsun kızım,yoksa bu alışkanlık mı oldu sen de.Emziğini 10 dk emiyor sonra çıkarıyor sonra da tekrar istediğin için ağlıyorsun.Dün gece 200 defa vermişimdir emziğini ağzına.Belki daha fazla.En son yanımıza aldım seni emziğini tuttum elimle nasıl uyuduğunu inan ki bilmiyorum sabah 8.00de bi kalktım uyumuşuz. Emzik emilir kızım emmediğin zamanlarda da ağızda tutulur be yavrum.Anneye işkence amaçlı 5dk bir ağızdan pıtlatılmaz ki. Tamam hadi pıtlattın da tekrar tekrar istenmez ki.İstenirse anne de dün gece ki gibi artık emziği vermekten vazgeçmek ister;ama beceremez o ayrı. Biz seni emziğe alıştırmakla iyi bişey mi yaptık kötü mü anlamadım be kızım. Ellerini bir an önce öğrensen de bari emziğini kendin koyuversen ağzına.Çok uykum var be kızım.Sen de uyuyorken uyusam mı diyorum ama geceler dururken gündüzleri uyunmuyor be kızım.
Dün akşam Pembiş teyzenlerdeydik,sonlara doğru huysuzlanmaya hatta bağırma sesli ağlamaya başladın.Hiç ağlamadığın bir tarzdı.İlk kez ortam değişik geldi sana,evimizi öğrenmişin. Her gün yeni şeyler ekliyorsun yapabildiklerine.Dünden beri bağırarak ağlayabiliyorsun artık.Ağlama da sayılmaz aslında bağırma diyebiliriz.Kuzucum,kıpırım tamam biz hadi neyse de yandaki komşucuklarımızdan ne istiyorsun.Kısık kısık ağlasan da olur ben duyarım yani seni.Tamam baba duymuyo belki ama herkes kalksın mı istiyosun kıpırım. Bi de o ellerini kollarını saniyede 10 kez hareket ettirebilme gücünü nerden alıyosun kıpırığım.İşin sırrı anne sütünde mi acaba.Hayır öyleyse eğer ben de mi içsem acaba diyorum.İhtiyacım var enerjiye kıpırığım.
Sabah sen ne tatlıydın öyle,çok kısa sürse de nasıl nazlı gülücüklerdi onlar.Ardından niye bağırmaya başladın, altını değiştirmezsek kokarsın ama kıpırığım.
Bugün hıdırellez kıpırığım.Geçen yıl seni dilemiştim geldin.Bu yıl bize sağlık,huzur,mutluluk getirsin.Senle birlikte güzel günlerimiz olsun kıpıırğım.Allahım seni korusun,daha ne istenir ki. Babaya söyleyelim de gül ağacı bulsun bu yıl da bize.
Seni seviyoruz kızım uyutmasan da,bağırsan da,ağlasan da seni çoook seviyoruz.
İki gündür akşam 20 gece 4-5 uyumuyorsun kızım,yoksa bu alışkanlık mı oldu sen de.Emziğini 10 dk emiyor sonra çıkarıyor sonra da tekrar istediğin için ağlıyorsun.Dün gece 200 defa vermişimdir emziğini ağzına.Belki daha fazla.En son yanımıza aldım seni emziğini tuttum elimle nasıl uyuduğunu inan ki bilmiyorum sabah 8.00de bi kalktım uyumuşuz. Emzik emilir kızım emmediğin zamanlarda da ağızda tutulur be yavrum.Anneye işkence amaçlı 5dk bir ağızdan pıtlatılmaz ki. Tamam hadi pıtlattın da tekrar tekrar istenmez ki.İstenirse anne de dün gece ki gibi artık emziği vermekten vazgeçmek ister;ama beceremez o ayrı. Biz seni emziğe alıştırmakla iyi bişey mi yaptık kötü mü anlamadım be kızım. Ellerini bir an önce öğrensen de bari emziğini kendin koyuversen ağzına.Çok uykum var be kızım.Sen de uyuyorken uyusam mı diyorum ama geceler dururken gündüzleri uyunmuyor be kızım.
Dün akşam Pembiş teyzenlerdeydik,sonlara doğru huysuzlanmaya hatta bağırma sesli ağlamaya başladın.Hiç ağlamadığın bir tarzdı.İlk kez ortam değişik geldi sana,evimizi öğrenmişin. Her gün yeni şeyler ekliyorsun yapabildiklerine.Dünden beri bağırarak ağlayabiliyorsun artık.Ağlama da sayılmaz aslında bağırma diyebiliriz.Kuzucum,kıpırım tamam biz hadi neyse de yandaki komşucuklarımızdan ne istiyorsun.Kısık kısık ağlasan da olur ben duyarım yani seni.Tamam baba duymuyo belki ama herkes kalksın mı istiyosun kıpırım. Bi de o ellerini kollarını saniyede 10 kez hareket ettirebilme gücünü nerden alıyosun kıpırığım.İşin sırrı anne sütünde mi acaba.Hayır öyleyse eğer ben de mi içsem acaba diyorum.İhtiyacım var enerjiye kıpırığım.
Sabah sen ne tatlıydın öyle,çok kısa sürse de nasıl nazlı gülücüklerdi onlar.Ardından niye bağırmaya başladın, altını değiştirmezsek kokarsın ama kıpırığım.
Bugün hıdırellez kıpırığım.Geçen yıl seni dilemiştim geldin.Bu yıl bize sağlık,huzur,mutluluk getirsin.Senle birlikte güzel günlerimiz olsun kıpıırğım.Allahım seni korusun,daha ne istenir ki. Babaya söyleyelim de gül ağacı bulsun bu yıl da bize.
Seni seviyoruz kızım uyutmasan da,bağırsan da,ağlasan da seni çoook seviyoruz.
3 Mayıs 2012 Perşembe
2 aylık olduk
Bugün hayatının 58.günündesin kızım.Geçen haftasonu dayınlar,annannenler buradaydı kızım. Evimiz şenlikliydi.Sen bir o kucakta bir bu kucaktaydın.E sıkılmışındır sürekli beni ve babanı görmekten. Cumartesi gittik bir yerlerde oturduk.Hava oldukça güzeldi.İlk defa bu kadar uzun yolculuk yaptık buraya geldiğimizden beri.Sen çok akıllıydın hep uyudun.Yine kakanı beline kadar çıkarmayı başarınca arabanın içinde tüm üst değişimi yaptık.Açık hava sana iyi geldi.Pazar günü yine gezmelere gittik,yine akıllı akıllı arabanın içinde uyudun. Bu haftasonu da Dilek teyzen geldi,yine gezmelerdeydik.Yine rahat bir bebektin.Etrafına baktın,uyudun,acıktın...Artık birlikte de gezebiliyoruz anne-kız olarak.Karnını doyuruyorum,altını değiştiriyorum bebek arabasına koyuyorum seni ,bekle bizi sokaklar diyorum sonra. Biraz parka gidip oturuyoruz,market gezip eveee. Bugün hava yağmurlu olduğu için evdeydik ama.
Dünde doktor kontrolümüz vardı.5.500 gr. kilon.boyunda 59cm.olmuş.Maşallah sana.Kalça çıkığı içinde ultrasona girdik o da normal çıktı şükürler olsun ki.Matür tip 1 a sonucumuz.Doktor amcamız gelişimini gayet iyi buldu.Saçında konaklar oluştu,yüzünde kızarıklıklar oluyordu.Cildininin kuruluğundanmış.Valla kızım heralde bakamıyoruz biz bu bebeğe demeye başlamıştık,senin cildindenmiş bak:)Bol zeytinyağı ve bebeyağı ile 10gündür bayağı azalttık. Her gün banyodan önce güreşe çıkacak pehlivan kıvamında saçını başını yağlayıp tarıyoruz sonra banyo sonra tekrar tarama sonradaa hoop uykuu.Bi de sebamed kullanıyorduk Döndümüzün tavsiyesi ile daline geçtik gerçekten de daha iyi geldi. Bir de gözlerini yakıyordu sanırım sebamed kıpkırmızı oluyordu gözlerin.Şimdi daha iyi durumdalar.
Gaz problemin azaldı iki haftadır;öyle ki artık sana hiç ilaç vermiyorum gaz için. Sadece dvit damla kullanıyoruz.4.ayda demir başlıcaz bir de.Yalnız benim içimde kimyon ağacı çıkacak kimyon yemekten.Ben yediklerime maksimum düzeyde devam ediyorum sen 3 aylık olana kadar. 1 ayımız kaldı yani sonra beklesin beni çikolatalar.Nutellaya bakıp bakıp iç geçiriyorum,neyse yerine fındık ezmesi aldık biz de yerini doldurmuyor ama idare ediyor.
Belli bir düzen tutturma çaılşmalarımız devam ediyor.Geceleri uyku sürelerin uzadı 10 gündür. Akşam 20-21 arası banyo sonra beslenme sonra ninni müziği,emzik ikilisi ve uykuu. Gece iki defa kalkıyorsun şimdilik.Gündüzleri pek bir rutinimiz yok henüz bi gün uyuyosun bi gün uyumuyo.Bir de dışarı da çok uyarıcıya maruz kalıp da uykun kaçarsa o gün uyku düzenin hepten bozuluyor.Bir ay sonra uyku rutinimiz tam oturmuş olur umarım. Tracy Hogg'u okuyorum şu günler de rutin demek çok şey demek.Hem senin hem bizim kaliteli yaşamamız demek bakalım bir ay sonra neler yazıyor olacağım. Akşam uykularını 20.00 çekmek istiyorum aslında.19.30da banyo ile başlayan bir rutin olmalı.Dün baban maçtaydı 21.30 da banyo 22.30da uykudaydın. 23.30da uyandın baba emziğini verdi 24.00da tekrar uyumuşun 4.00da kalktın beslenme yaptık.8.00da kalktın beslenme yaptık 9.30 gibi uyudun 11.30da kalktın.bakalım yarın nasıl olacak.
Bu ay bize gülümsüyorsun,hatta bi kaç kez sesli sesli güldüğünde oldu.3-4 gündür agu diyorsun. Tabii keyfin yerinde olmak şartıyla. Babayı tanıyorsun görünce kıkır kıkırsın. Bir de fisher pricenin oyuncağını koyuyorum altını değiştirirken onu görür görmez gülümsüyorsun genelde güleç yüzlüsün keyfin yerindeyse. Sanırım arkadaşın sanıyorsun onu. Çıngırakları gözünle takip ediyorsun bir de.Tepki vermeye başladıkça yaptıklarımıza daha keyifli hale geliyor yaşamımız. Bi dee giderek daha tatlı oluyosun kuzucum ya ısırmak istiyorum seni zor tutuyorum kendimi. Ağlamaların çeşitlendi. Acıktığın zaman bağırır gibi ağlıyorsun,durup durup tekrar ağlıyorsun hemen emmek istiyorsun hiç tahammülün yok beklemeye. Kucağa alınmak istiyorsan böööle yalandan kesik kesik ağlıyosun. Korktuğunda dudağını büzüyorsun,ben de bitiyorum o an. Gözlerin bana bakıyor,dudaklar büzülüyor ingaaa yapılıyor. Uyuyorsun ya o zaman bile özlüyorum seni. Gerçi çok uyumadıında da uyusan da ben de uyusam diye gözlerinin içine bakıyorum ya neyse:))
Şimdi sen uyurken baban gelmeden ben yemeği yapayım güzel kızım...
Dünde doktor kontrolümüz vardı.5.500 gr. kilon.boyunda 59cm.olmuş.Maşallah sana.Kalça çıkığı içinde ultrasona girdik o da normal çıktı şükürler olsun ki.Matür tip 1 a sonucumuz.Doktor amcamız gelişimini gayet iyi buldu.Saçında konaklar oluştu,yüzünde kızarıklıklar oluyordu.Cildininin kuruluğundanmış.Valla kızım heralde bakamıyoruz biz bu bebeğe demeye başlamıştık,senin cildindenmiş bak:)Bol zeytinyağı ve bebeyağı ile 10gündür bayağı azalttık. Her gün banyodan önce güreşe çıkacak pehlivan kıvamında saçını başını yağlayıp tarıyoruz sonra banyo sonra tekrar tarama sonradaa hoop uykuu.Bi de sebamed kullanıyorduk Döndümüzün tavsiyesi ile daline geçtik gerçekten de daha iyi geldi. Bir de gözlerini yakıyordu sanırım sebamed kıpkırmızı oluyordu gözlerin.Şimdi daha iyi durumdalar.
Gaz problemin azaldı iki haftadır;öyle ki artık sana hiç ilaç vermiyorum gaz için. Sadece dvit damla kullanıyoruz.4.ayda demir başlıcaz bir de.Yalnız benim içimde kimyon ağacı çıkacak kimyon yemekten.Ben yediklerime maksimum düzeyde devam ediyorum sen 3 aylık olana kadar. 1 ayımız kaldı yani sonra beklesin beni çikolatalar.Nutellaya bakıp bakıp iç geçiriyorum,neyse yerine fındık ezmesi aldık biz de yerini doldurmuyor ama idare ediyor.
Belli bir düzen tutturma çaılşmalarımız devam ediyor.Geceleri uyku sürelerin uzadı 10 gündür. Akşam 20-21 arası banyo sonra beslenme sonra ninni müziği,emzik ikilisi ve uykuu. Gece iki defa kalkıyorsun şimdilik.Gündüzleri pek bir rutinimiz yok henüz bi gün uyuyosun bi gün uyumuyo.Bir de dışarı da çok uyarıcıya maruz kalıp da uykun kaçarsa o gün uyku düzenin hepten bozuluyor.Bir ay sonra uyku rutinimiz tam oturmuş olur umarım. Tracy Hogg'u okuyorum şu günler de rutin demek çok şey demek.Hem senin hem bizim kaliteli yaşamamız demek bakalım bir ay sonra neler yazıyor olacağım. Akşam uykularını 20.00 çekmek istiyorum aslında.19.30da banyo ile başlayan bir rutin olmalı.Dün baban maçtaydı 21.30 da banyo 22.30da uykudaydın. 23.30da uyandın baba emziğini verdi 24.00da tekrar uyumuşun 4.00da kalktın beslenme yaptık.8.00da kalktın beslenme yaptık 9.30 gibi uyudun 11.30da kalktın.bakalım yarın nasıl olacak.
Bu ay bize gülümsüyorsun,hatta bi kaç kez sesli sesli güldüğünde oldu.3-4 gündür agu diyorsun. Tabii keyfin yerinde olmak şartıyla. Babayı tanıyorsun görünce kıkır kıkırsın. Bir de fisher pricenin oyuncağını koyuyorum altını değiştirirken onu görür görmez gülümsüyorsun genelde güleç yüzlüsün keyfin yerindeyse. Sanırım arkadaşın sanıyorsun onu. Çıngırakları gözünle takip ediyorsun bir de.Tepki vermeye başladıkça yaptıklarımıza daha keyifli hale geliyor yaşamımız. Bi dee giderek daha tatlı oluyosun kuzucum ya ısırmak istiyorum seni zor tutuyorum kendimi. Ağlamaların çeşitlendi. Acıktığın zaman bağırır gibi ağlıyorsun,durup durup tekrar ağlıyorsun hemen emmek istiyorsun hiç tahammülün yok beklemeye. Kucağa alınmak istiyorsan böööle yalandan kesik kesik ağlıyosun. Korktuğunda dudağını büzüyorsun,ben de bitiyorum o an. Gözlerin bana bakıyor,dudaklar büzülüyor ingaaa yapılıyor. Uyuyorsun ya o zaman bile özlüyorum seni. Gerçi çok uyumadıında da uyusan da ben de uyusam diye gözlerinin içine bakıyorum ya neyse:))
Şimdi sen uyurken baban gelmeden ben yemeği yapayım güzel kızım...
18 Nisan 2012 Çarşamba
44 günlük olduk bugün
Bebeğim büyüyor,büyürken bizi de büyütüyor...Kırkımızı çıkardık 4 gün önce gezmelere giderek;ama bizim kikirik durmadı pek.Sevmedi mi acaba dışarıyı.Alışması gerekiyor bir an önce yoksa hiçbir yere gidemeyiz bu gidişle.Arabayı da sevdiğini pek söyleyemeyeceğim;ağladı mızmızlandı falan filan.bu gezme bize (yani bana) iyi geldi ama kırk günün ardından.Her ne kadar kale de 5dk olsa bile. Eski kıyafetlerime sığdım,kot pantolonumu da giydim ya daha ne isterim.
Kırkıncı gün olmasa da kırk gün civarları ruh halimde gerçekten mucize yarattı diyebilirim. Sürekli bir düşünme durumu vardı her şeyi her şeyi...Sanki bu yaşama hiç alışamayacakmışım,sanki benim bebeğim değilmiş,sanki geçici bir süre böyleymiş,sanki bütün hayatım bitmiş gibi geliyordu.Kıyafetlerimi ayırmayı,ütü yapmayı,pencereleri silmeyi erteliyordum sanki eski yaşamıma geri dönecekmişim de o zaman rahat rahat yapacakmışım gibi. Her emzirme de,gece her kalktığım da nasıl büyüyeceğini düşünüp duruyordum. Hep başka çocukları düşünüyordum.Ne güzel büyümüşlerdi. Bir yaşında,2 yaşında..Ama bizim ki henüz aylık bile değildi,günleri sayıyordum.Kızım,kuzum seni deliler gibi seviyorum ama işte insan düşünüyomuş napiim.Hep neden soruları vardı kafamda.Neden aileden birileri yok burada,neden ağlıyor,neden uyumuyor...Hep böyle olacak gibi geliyordu.Ne mi oldu peki? Kırk güne yaklaşırken düşünce tarzım değişti.Evet bebeğimizle birlikte yeni bir yaşam vardı önümüzde.Eskisinden çok farklı olacaktı belki ama böyle yaşamayı öğrenecektik. Neden ağladığını,neden uyumadığını yavaş yavaş çözmeye de başlamıştım,hal böyle olunca yüreğimde ki sıkıntı yavaş yavaş gider oldu. Bebeğimiz hayata alışır olunca ,biz ona daha da alışır olduk.Varsın tekdüze geçsin günler,varsın kalsın işler bebeğimiz büyüyor ve her anı çok farklı,onun bu hızına yetişemiyorum. Şİmdi bile yeni doğduğundan çook farklı tombik bişi oldu.Daha anlamlı bakıyor;hatta hızlı hızlı ve anlamsız bişiler söyleyince dudaklarını büzüştürüp ağlamaklı oluyor,çokça gülümsüyor.Küçülen kıyafetlerini bile ayırdım yani.
Kırk gün,hiç bitmez gibi gelen kırk koca gün.İyi ki bittin,iyi ki uçup gittin. Hayır o değil kendimden korkar olmuştum;karnıma geri sokmaya falan kalkışacaktım yani o derece.Bu süreçte yanımda olan ve hala olmaya devam eden canım eşime teşekkürü borç bilirim ama.Eğer markete sen git ben bebekle ilgilenirim,sen uyu biraz ben bakarım demeseydi,gece artık uykusuzluğun sınırlarında dolaşırken bebeğimizi sallamayı teklif etmeseydi,mükemmel anne,mükemmel eş,mükemmel aşçı,mükemmel temizlikçi olmamı bekleseydi sanırım bu süreci atlatmakta epeyce zorlanırdım.Onu bile kıskanır olmuştum o kadardı yani. O dışarıda hayatına devam ediyorken ben hiç çıkamayacağım bir fanustaydım. Hayatımda yaşadığım en karamsar dönemlerden biriydi işte.Çok şükür şimdi daha iyiyim,daha güçlüyüm..Eski özgür günlerimi düşünmektense,kızımızla geçireceğimiz güzel günlerimize odaklanmış durumdayım.Bu da böyle bir süreçmiş işte. Ne bileyim ben yaşamam böyle şeyler derdim ama oluyormuş...O değil de niye bana kimse dememiş ilk günlerin zor olacağını,ben niye hiç düşünmemişim uykusuz kalabileceğimi ;sanmışım ki bebek demek bööyle tatlı tatlı giydirip bol bol fotoğraf çekinmek demek.Oyuncağın en eğiticisini seçmek,emziğin en sağlıklısını almak,ana kucağının en kullanışlısını bulmak,cici cici elbiseler almak falan sanmıştım. Aslında gaz sancısını falan da araştırmıştım bebiş doğmadan ama işin o tarafına pek yoğunlaşmamışım. Aslında hatırladım da nönüm bol bol uyu demişti.Ben de aksine son zamanlarda telefonumdaki bir oyuna sarıp gece 3lerde uyuyordum.Bak sinirlendim şimdi kendime.Oyun yerine uyusaymışım ya. hem de gece uykusu aaah ah o eski günler:)
Şu aralar 3.aya odaklanmış durumdayım.Durumdaydım.3.ayda tepki vermeye başlayacak,bizi tanıyacak,kahkaha atacak,gaz sancıları bitecek,düzene girecek gibi beklentilerim var dııı ama artık bunu da düşünmemeye karar verdim ,ben direk 5 yaşa odaklanayım en iyisi bayaa bi büyümüş olur,ooo ozaman neler yaparız neler. Şaka bir yana da uzak aylara odaklanıp da bu günlerin güzelliğini kaçırmamak gerek.şööyle bir geriniyor ya içim eriyor,boynuma atıveriyor ya ellerini,istediğim gibi öpüp kokluyorum ya ohhh mis.
Kırkıncı gün olmasa da kırk gün civarları ruh halimde gerçekten mucize yarattı diyebilirim. Sürekli bir düşünme durumu vardı her şeyi her şeyi...Sanki bu yaşama hiç alışamayacakmışım,sanki benim bebeğim değilmiş,sanki geçici bir süre böyleymiş,sanki bütün hayatım bitmiş gibi geliyordu.Kıyafetlerimi ayırmayı,ütü yapmayı,pencereleri silmeyi erteliyordum sanki eski yaşamıma geri dönecekmişim de o zaman rahat rahat yapacakmışım gibi. Her emzirme de,gece her kalktığım da nasıl büyüyeceğini düşünüp duruyordum. Hep başka çocukları düşünüyordum.Ne güzel büyümüşlerdi. Bir yaşında,2 yaşında..Ama bizim ki henüz aylık bile değildi,günleri sayıyordum.Kızım,kuzum seni deliler gibi seviyorum ama işte insan düşünüyomuş napiim.Hep neden soruları vardı kafamda.Neden aileden birileri yok burada,neden ağlıyor,neden uyumuyor...Hep böyle olacak gibi geliyordu.Ne mi oldu peki? Kırk güne yaklaşırken düşünce tarzım değişti.Evet bebeğimizle birlikte yeni bir yaşam vardı önümüzde.Eskisinden çok farklı olacaktı belki ama böyle yaşamayı öğrenecektik. Neden ağladığını,neden uyumadığını yavaş yavaş çözmeye de başlamıştım,hal böyle olunca yüreğimde ki sıkıntı yavaş yavaş gider oldu. Bebeğimiz hayata alışır olunca ,biz ona daha da alışır olduk.Varsın tekdüze geçsin günler,varsın kalsın işler bebeğimiz büyüyor ve her anı çok farklı,onun bu hızına yetişemiyorum. Şİmdi bile yeni doğduğundan çook farklı tombik bişi oldu.Daha anlamlı bakıyor;hatta hızlı hızlı ve anlamsız bişiler söyleyince dudaklarını büzüştürüp ağlamaklı oluyor,çokça gülümsüyor.Küçülen kıyafetlerini bile ayırdım yani.
Kırk gün,hiç bitmez gibi gelen kırk koca gün.İyi ki bittin,iyi ki uçup gittin. Hayır o değil kendimden korkar olmuştum;karnıma geri sokmaya falan kalkışacaktım yani o derece.Bu süreçte yanımda olan ve hala olmaya devam eden canım eşime teşekkürü borç bilirim ama.Eğer markete sen git ben bebekle ilgilenirim,sen uyu biraz ben bakarım demeseydi,gece artık uykusuzluğun sınırlarında dolaşırken bebeğimizi sallamayı teklif etmeseydi,mükemmel anne,mükemmel eş,mükemmel aşçı,mükemmel temizlikçi olmamı bekleseydi sanırım bu süreci atlatmakta epeyce zorlanırdım.Onu bile kıskanır olmuştum o kadardı yani. O dışarıda hayatına devam ediyorken ben hiç çıkamayacağım bir fanustaydım. Hayatımda yaşadığım en karamsar dönemlerden biriydi işte.Çok şükür şimdi daha iyiyim,daha güçlüyüm..Eski özgür günlerimi düşünmektense,kızımızla geçireceğimiz güzel günlerimize odaklanmış durumdayım.Bu da böyle bir süreçmiş işte. Ne bileyim ben yaşamam böyle şeyler derdim ama oluyormuş...O değil de niye bana kimse dememiş ilk günlerin zor olacağını,ben niye hiç düşünmemişim uykusuz kalabileceğimi ;sanmışım ki bebek demek bööyle tatlı tatlı giydirip bol bol fotoğraf çekinmek demek.Oyuncağın en eğiticisini seçmek,emziğin en sağlıklısını almak,ana kucağının en kullanışlısını bulmak,cici cici elbiseler almak falan sanmıştım. Aslında gaz sancısını falan da araştırmıştım bebiş doğmadan ama işin o tarafına pek yoğunlaşmamışım. Aslında hatırladım da nönüm bol bol uyu demişti.Ben de aksine son zamanlarda telefonumdaki bir oyuna sarıp gece 3lerde uyuyordum.Bak sinirlendim şimdi kendime.Oyun yerine uyusaymışım ya. hem de gece uykusu aaah ah o eski günler:)
Şu aralar 3.aya odaklanmış durumdayım.Durumdaydım.3.ayda tepki vermeye başlayacak,bizi tanıyacak,kahkaha atacak,gaz sancıları bitecek,düzene girecek gibi beklentilerim var dııı ama artık bunu da düşünmemeye karar verdim ,ben direk 5 yaşa odaklanayım en iyisi bayaa bi büyümüş olur,ooo ozaman neler yaparız neler. Şaka bir yana da uzak aylara odaklanıp da bu günlerin güzelliğini kaçırmamak gerek.şööyle bir geriniyor ya içim eriyor,boynuma atıveriyor ya ellerini,istediğim gibi öpüp kokluyorum ya ohhh mis.
11 Nisan 2012 Çarşamba
küçük kafalı kızım...
35.haftaya dek süren hamilelik sürecinde her şey oldukça güzeldi,sorunsuzdu. Ancak Ankara'ya gittiğimizdeki ilk kontrolde kafa çevren normaldan 2 hafta geride çıkıyordu. Bu fark ertesi hafta 3 haftaya çıktı. detaylı ultrasona girdik ve kafa yapısından kaynaklı olabileceğini söylediler. Hoş öyle olmasaydı da ne fark edecekti ki. Hiç aklıma kötü şeyleri getirmedim,kafa yapındandı bence de. Şöyle bir bakınca benim kafamın da çok büyük olduğunu söyleyemem belli ki bana çekmişti kafan. Doktorumuzun dediği de zenci kafaları gibi bonbeli bir kafa yapın olacağı yönündeydi. amerikan kafa tipi diyorlarmış bu tiplere. gerçekten de şu an öyle bir kafa yapın var. Arkası bonbeli .Eğer bozulmazsa;çünkü ben kafanı sola çevirsemde sen sağa dönderiveriyorsun korkarım kafan sağdan basık olacak:))
39.haftada hastaneye kontrole gittiğimizde de kafanın oldukça geri olduğunu düzenli kontrollerin yapılıp yapılmadığını sordular bana. Ben de Ankaraya gelinceye kadar her şeyin normal olduğunu söyledim. E zaten doğum oldu olacak.Latince bir isim söylediler bundan olabilir diye;ama ben diyorum ki kafa şeklinden olabilir dediler. Doğduğunda sana baktım ve kafası çok mu küçük diye sordum. Doktorumuz hayır gayet normal dedi. Evet kızım şimdi kafan bedenine göre kocaman bile duruyor.
Küçük kafalı kızım şimdi uyuyor.. ..
Dün zor bir gündü akşam saat 19.00dan sabah 4.00a kadar huzursuz,sürekli emmek isteyen bir bebek.Saat 1.00civarında sabrımın tükenmesiyle "yeter artık" dedim.İtiraf ediyorum ki bırakayım ağlasın sabaha dek düşüncesi bile geldi aklıma.Annelik zor zanaatmiş,tabii ki yapmadım böyle bişi. Şu an sana bakınca kendime kızıyorum minicik bir bebeksin ve her şeyinle muhtaçsın.Sana zorla emzik vermeye de çalışmıcam daha.-bi iki kere daha deneyebilirim yani-BAk dedim ama sana akşam böyle hep emmek istiyosun gazın artacak die. Şimdi acayip gazın var,hele sabah gaz sancısından kıvrım kıvrım ağladın.Ovaladım,damla verdim de biraz rahatladın.Önceki gece de akşam 18.30 1.30 arası öyleydin neden acaba.bazen bilememek çok zor.
Biraz önce baban aradı artık çarşamba ve perşembe sabahlarıda evde olacakmış,hehe çok mutlu oldum.3 aya az kaldı. haziraaaan seni bekliyoruz.
39.haftada hastaneye kontrole gittiğimizde de kafanın oldukça geri olduğunu düzenli kontrollerin yapılıp yapılmadığını sordular bana. Ben de Ankaraya gelinceye kadar her şeyin normal olduğunu söyledim. E zaten doğum oldu olacak.Latince bir isim söylediler bundan olabilir diye;ama ben diyorum ki kafa şeklinden olabilir dediler. Doğduğunda sana baktım ve kafası çok mu küçük diye sordum. Doktorumuz hayır gayet normal dedi. Evet kızım şimdi kafan bedenine göre kocaman bile duruyor.
Küçük kafalı kızım şimdi uyuyor.. ..
Dün zor bir gündü akşam saat 19.00dan sabah 4.00a kadar huzursuz,sürekli emmek isteyen bir bebek.Saat 1.00civarında sabrımın tükenmesiyle "yeter artık" dedim.İtiraf ediyorum ki bırakayım ağlasın sabaha dek düşüncesi bile geldi aklıma.Annelik zor zanaatmiş,tabii ki yapmadım böyle bişi. Şu an sana bakınca kendime kızıyorum minicik bir bebeksin ve her şeyinle muhtaçsın.Sana zorla emzik vermeye de çalışmıcam daha.-bi iki kere daha deneyebilirim yani-BAk dedim ama sana akşam böyle hep emmek istiyosun gazın artacak die. Şimdi acayip gazın var,hele sabah gaz sancısından kıvrım kıvrım ağladın.Ovaladım,damla verdim de biraz rahatladın.Önceki gece de akşam 18.30 1.30 arası öyleydin neden acaba.bazen bilememek çok zor.
Biraz önce baban aradı artık çarşamba ve perşembe sabahlarıda evde olacakmış,hehe çok mutlu oldum.3 aya az kaldı. haziraaaan seni bekliyoruz.
9 Nisan 2012 Pazartesi
uykusuz her gece....sancılar....
Bugün kızım 35 günlük oldun. Kırkının çıkmasına 5 gün kaldı.O sihirli güne.Pek bir şeyin değişmeyeceğini bilsem de bunu umut etmek de güzelmiş be kızım.Senin dünyaya bizim senli hayata alışma çabamızı 40.gününle geride bırakacağız. Uykusuz geceleri de bırakır mıyız merakla bekliyorum.
35 günde neler mi yaşadık.7 günlükken göbeğin düştü bir baktım ki altını değiştirecekken orada öylece duruyor.Annannenlerde bıraktık onlar gömecekler. Sonra buraya geldiğimizde göbeğin kanadı ilkinde baticon sürdük bi kaç gün.Sonra tekrar kanayınca doktora gittik k vitamini iğnesi yapıldı. İyileşti sanıyorum ki.Sonraa gaz sancılarımız başladı.Bu konuda yaptıklarımız:
1. Metsil kullandık iki kez bi faydasının olmadığını görünce bıraktım.
2.Kimyonlu su içtim ve içirdim bir faydası oldu mu bilmiyorum.Hala ben içiyorum.ona içirmiyorum.
3. aguline diye bir şurup bunun faydası oldu galiba o gün bugün daha rahat.
4.çörek otunu kaynatıp bir çay kaşığı verdim ardından pırtlattın sanırım faydası oldu.Buna daha yeni başladım.
5.gazason masaj yağı ile ovdum.Isıttığım zeytinyağıyla masaj yaptım üzerine sıcak tülbent koydum.Bunlarında faydası oldu.
6.Buzuki orhanın özellikle bebeğim rahatlasın parçasını çok seviyor.
7.iki dizimin arasına yatırıp sağa sola sallayınca rahatlıyor ve hatta uyuyor.
8.hiç biri tutmazsa pembe battaniyenle sallıyoruz. Bu genelde bir müddette olsa işe yarıyor. hepsini bir arada yapınca tamamen rahatlıyor. 1.ve 2. ve 8.madde dışındakileri genelde yapıyorum. bir de bunlar dışında gaz çıkarma masajını uyguluyorum.
gaz çıkarma masajı.
1.Ellerimi üstüste koyup göbeğin hemen altından aşağıya doğru önce sağ sonra sol elimi aşağıya doğru altı defa çekiyorum.
2.sağ ve sol ellerimi göbeğin iki yanında diklemesine yerleştirip sağ ve sola doğru çekiyorum.
3.sol elimi göbeğin ortada kalacak şekilde saat yönünde alttan üste doğru daire çizerken sağ elimle göbeğin üstünden alta doğru yarım daire yapıyorum. Her masaj arasında bacaklarını kalçalarına yaklaştırıp 6 saniye bastırıyorum. bu masajda iyi geliyor. Son olarak karnını dinlendirmek için üsten aşağıya doğru usulca çekiyorum. bunu ılık zeytinyağıyla yapıp üzerine ılıtılmış bez koyunca oldukça rahatlıyor.
35 günde neler mi yaşadık.7 günlükken göbeğin düştü bir baktım ki altını değiştirecekken orada öylece duruyor.Annannenlerde bıraktık onlar gömecekler. Sonra buraya geldiğimizde göbeğin kanadı ilkinde baticon sürdük bi kaç gün.Sonra tekrar kanayınca doktora gittik k vitamini iğnesi yapıldı. İyileşti sanıyorum ki.Sonraa gaz sancılarımız başladı.Bu konuda yaptıklarımız:
1. Metsil kullandık iki kez bi faydasının olmadığını görünce bıraktım.
2.Kimyonlu su içtim ve içirdim bir faydası oldu mu bilmiyorum.Hala ben içiyorum.ona içirmiyorum.
3. aguline diye bir şurup bunun faydası oldu galiba o gün bugün daha rahat.
4.çörek otunu kaynatıp bir çay kaşığı verdim ardından pırtlattın sanırım faydası oldu.Buna daha yeni başladım.
5.gazason masaj yağı ile ovdum.Isıttığım zeytinyağıyla masaj yaptım üzerine sıcak tülbent koydum.Bunlarında faydası oldu.
6.Buzuki orhanın özellikle bebeğim rahatlasın parçasını çok seviyor.
7.iki dizimin arasına yatırıp sağa sola sallayınca rahatlıyor ve hatta uyuyor.
8.hiç biri tutmazsa pembe battaniyenle sallıyoruz. Bu genelde bir müddette olsa işe yarıyor. hepsini bir arada yapınca tamamen rahatlıyor. 1.ve 2. ve 8.madde dışındakileri genelde yapıyorum. bir de bunlar dışında gaz çıkarma masajını uyguluyorum.
gaz çıkarma masajı.
1.Ellerimi üstüste koyup göbeğin hemen altından aşağıya doğru önce sağ sonra sol elimi aşağıya doğru altı defa çekiyorum.
2.sağ ve sol ellerimi göbeğin iki yanında diklemesine yerleştirip sağ ve sola doğru çekiyorum.
3.sol elimi göbeğin ortada kalacak şekilde saat yönünde alttan üste doğru daire çizerken sağ elimle göbeğin üstünden alta doğru yarım daire yapıyorum. Her masaj arasında bacaklarını kalçalarına yaklaştırıp 6 saniye bastırıyorum. bu masajda iyi geliyor. Son olarak karnını dinlendirmek için üsten aşağıya doğru usulca çekiyorum. bunu ılık zeytinyağıyla yapıp üzerine ılıtılmış bez koyunca oldukça rahatlıyor.
yeni bir hayat...
2,5 yıldır iki kişilik bir hayat yaşıyorduk.1 aydır aramıza katılan kızımızla iki kişilik hayatımız sona erdi ve üç kişilik hayata geçiş yaptık.Bu süreçte neler yaşadık...
Haziran ayında küçük kızımızın hayatımıza katılacağını gördüğümüzde bir akşam vaktiydi ve biz Ankaradaydık. Bir kaç gün sonra doktora gittiğimizde kan tahlillerinde de sonuç onaylanınca artık 9 aylık süreç başlamıştı. Tabii bu sürecin başlangıcı yaza denk geldiği için biz şehir şehir gezdik. Kızım büyümeye devam ediyordu. sonra okul başladı ve sorunsuz bir şekilde sömestr tatili geldi. Doğumun Ankara da olmasını istiyordum. Ve Ankaraya gittik. Soğuk, bol kar yağışlı günlerin hemen ardından mart ayının ilk günlerinde hastaneye sadece kontrole gitmişken doğumun başladığını öğrenip,yatışım yapıldı.öğlen 14.00de başlayıp 20.55 de sonlanan süreç biraz sancılıydı elbette (suni sancıdan dolayı)ama bebeğimin benim sesimi duymasıyla sessizleşmesi, sesime dikkat kesilmesi ile içimde bir şeylerin kıpır kıpır etmesi her şeye değerdi.
Tavsiyem sancı çekerken yapmak gereken tek şey doğru nefes alıp vermek,nefese konsantre olmak. Yanımda sancı çeken arkadaş sürekli bağırdığı için sancılarını daha çok dinliyor,ayağa kalkmaya çalışıyordu.doğum süresinin uzamasından başka hiç işe yaramıyor bağırmak.
Eğer insan hayatında bir milattan sözetmek gerekirse o gündü. Bebekten önce ve bebekten sonra.Bebekten önce her an her şeyi yapabiliyorken,bebekten sonra (pek bana uymasa da)planlı bir yaşama geçiliyormuş,öğrendim.Bebekten sonra yaşam hoşgeldin.....
Haziran ayında küçük kızımızın hayatımıza katılacağını gördüğümüzde bir akşam vaktiydi ve biz Ankaradaydık. Bir kaç gün sonra doktora gittiğimizde kan tahlillerinde de sonuç onaylanınca artık 9 aylık süreç başlamıştı. Tabii bu sürecin başlangıcı yaza denk geldiği için biz şehir şehir gezdik. Kızım büyümeye devam ediyordu. sonra okul başladı ve sorunsuz bir şekilde sömestr tatili geldi. Doğumun Ankara da olmasını istiyordum. Ve Ankaraya gittik. Soğuk, bol kar yağışlı günlerin hemen ardından mart ayının ilk günlerinde hastaneye sadece kontrole gitmişken doğumun başladığını öğrenip,yatışım yapıldı.öğlen 14.00de başlayıp 20.55 de sonlanan süreç biraz sancılıydı elbette (suni sancıdan dolayı)ama bebeğimin benim sesimi duymasıyla sessizleşmesi, sesime dikkat kesilmesi ile içimde bir şeylerin kıpır kıpır etmesi her şeye değerdi.
Tavsiyem sancı çekerken yapmak gereken tek şey doğru nefes alıp vermek,nefese konsantre olmak. Yanımda sancı çeken arkadaş sürekli bağırdığı için sancılarını daha çok dinliyor,ayağa kalkmaya çalışıyordu.doğum süresinin uzamasından başka hiç işe yaramıyor bağırmak.
Eğer insan hayatında bir milattan sözetmek gerekirse o gündü. Bebekten önce ve bebekten sonra.Bebekten önce her an her şeyi yapabiliyorken,bebekten sonra (pek bana uymasa da)planlı bir yaşama geçiliyormuş,öğrendim.Bebekten sonra yaşam hoşgeldin.....
7 Nisan 2012 Cumartesi
not düşmeye başlarken...
kağıdın kokusuyla buluşan mürekkebin dokusu her ne kadar başkalaştırsa da insanı,kağıtlara yazılan satırlar bir süre sonra silikleşiyor.Şimdiye kadar kağıt ve kalemle tuttuğum notları bir kenara koyup,biraz da buradan devam edeyim dedim.Kendime,aileme dair düştüğüm kişisel notlardır blogum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)