Bu yazıyı uzun zamandır yazmayı istiyordum;fakat hem ek gıda olayını tam olarak oturtayım sonra yazarım,bir yaşına girsin sonra yazarım derken bugünlere kaldı.Aklımda kalanları yazayım bari:(
Bebi ek gıdaya biraz erken başladı.Yaklaşık 4 aylıkken muhallebi ve meyvelerle.6 aylıkken öğün kavramımız oturmuştu bile.Sanırım 7 aylıkken bir yumurtayı yiyebiliyordu artık. Ek gıda olayında dikkat edilmesi gereken en önemli olay çocuğun istediğinden fazlasını vermemekti bence. Evet diş çıkardığı dönemlerde hiçbir şey yemedi hatta 3 gün sadece mama yediğini biliyorum ama ağrısı sızısı geçince kaldığı yerden devam etti.Okuduklarımdan şunları süzgeçledim ve uyguladım diyebilirim;
1.Onu da birey olarak görmek,bazen canının hiçbir şey yemek istemeyebileceğini kabul etmek( Biz ebeveynler de her zaman aynı iştahla yemek yemiyoruz ne de olsa)
2.Farklı türde yiyecekler sunmak,aynı şeyleri yapıp yapıp önüne koymamak(Farklı lezzetlerle ek gıdayı çekici hale getirmek gerek)
3.Karışık,bulamaç halinde lezzeti olmayan yemekleri mümkün olduğunca sınırlı tutmak,en azından karıştırılan yiyeceklerin uygun türden olmaları gerekir(Kim yemek ister ki pilava karıştırılmış,yoğurt,pekmez,salata gibi kombinasyonları)
4.Yemeği yedirirken güleryüzlü olmak,bol bol mis gibi olmuş gibi sözcükler kullanmak(Bu konuda bir deney yapılmış iki grup denek üzerinde. Hiç duymadıkları bir sebze için birinci gruba "onu kim yemek ister ki,dünya daki en son şey olarak o kalsa yine de yemezdim" gibi sözcükler bilinçaltlarına işlenmiş.İkinci gruba ise çok lezzetli bir sebze olduğu yönünde bilgiler verilmiş. Ve iki gruba da o sebze sunulduğunda birinci grupta tadını lezzetli bulmayanların sayısı oldukça fazlayken ikinci gruptakilerin sebzeye karşı daha ılılmı oldukları görülmüş)Annem bamyanın hiç de güzel bir tadı olmadığını söyleseydi muhtemelen şimdi yemiyor olurdum.
5.Yiyecekle temas etmesine izin vermek(Bu dönem çocukları ya da bebekleri diyelim dokunarak,hissederek çevremizi tanımaya çalışıyorlar.)Eğer yediği yiyeceği elleyip,yapısını kavramazsa bu onu yabancı bir madde olarak algılamasına devam etmesine neden olacaktır.
6.Çocukların damak tadı,işte bunu unutmuşum ama sanırım 9.aydan sonra yavaş yavaş gelişmeye başlıyor.Doğal olarak bu döneme kadar bir yiyeceği yemezse sevmediği için değildir. Başka bir nedeni vardır.Bu nedenle vazgeçmeyip 10 gün sonra aynı yiyecek tekrar denenmelidir.
7.Açıkçası alerji olayına ben fazla dikkat etmedim ama üç gün kuralına uymak gerekiyor başlangıçta.Yani üç gün aynı yiyecek,üç gün sonra farklı bir yiyecek.Böylelikle alerji olursa,neden alerji olduğu anlaşılabilsin diye.
8.Kendi öğün saatlerinizde onu da mama sandalyesine koyup önüne yiyebileceği bir kaç yiyecek koyup sizin çiğneme hareketlerinizi görmesini sağlamak(Hatta bazen ben eline ekmek verip kendimde ağzıma alıp çiğneme hareketi yaparak beni taklit etmesini sağlıyordum,evet evet çiğneme hareketi de taklitle öğreniliyormuş)
9.7.8.aydan itibaren gıdaları mümkün olduğunca blendırdan geçirmeden ezerek yedirmek.Bu, iki yaşına geldiğinde hala yanımızda blendar taşımak istemiyorsak önemli.
Yanılmıyorsam 7 aylıkken hatta daha küçük olabilir ekmek içini önüne koyduğumuzda kendisi çiğnemeye çalışıyordu. Sonra kaşar peyniri aynı şekilde vermeye başladık.Sonra yumurtanın beyazını,krepi,köftesini,muzu,minik minik kıyıp yuvarlak yaptığım kuru kayısıları,incirleri)
10.Düzenli bir öğün sistemi oluşturmak.
11.Yine benim uygun görerek yaptığım bir olayda 9.ayda tuz ve baharatlara başlamak oldu.Kimyonu hemen hemen her yemeğinde kullanıyordum ama biraz acılara da başladım.İyotun beyin gelişimi için önemi,baharatların damak tadı oluşturmaktaki rolü nedeniyle başladım. Hem de alışsın dedim. Her şeyden çok azda olsa veriyorum. Abur cubur haricinde.
Sonuç olarak benim için önemli olan mümkün olduğunca az abur cubur tüketen,neyi ne kadar yemesi gerektiğini bilen,fazlasını istemeyen,zararlı maddeleri bilen bir birey olması.Ama tabii ki bunu zaman gösterecek. Bu maddelerin hepsini de mümkün olduğunca uygulamaya çalıştım.Şimdilik yeterince yiyen,sorun çıkarmayan bir kızım var. Bilmiyorum belki çocuğun kendisinde de biraz yemeye istek ve eğilim olmalı.Bizim ki böyleydi ben de sadece destekledim belki. Bunları yapmasam da yine de aynı olacaktı belki bilmiyorum. Konu çocuk olunca okuduklarınız,teoriniz boş oluyor bazen.Özellikle de en çok deneyimlerden yararlanıyorum ben." BEn bu yanlışı yaptım sen yapma" diyenlere bol bol kulak veriyorum. Uygulamaya geçiriyorum."Hiç takılma yemiyorsa bırak,yemesin sonra yer" diyenleri dinlemeye çalışıyorum. "İkinci çocukta hiç o kadar düşünmüyorsun,takmıyorsun o da aynı büyüyor" diyenleri dinliyorum.Bir de bir Öğretmenimiz var ki 55 yaşlarında çocuklarını yetiştirmiş diyor ki;Üzülmeyin üzülmeyin öyle de böyle de büyürler,siz yaşlanırsınız,zaman olur ki bu üzüldüğünüz günlere yanarsınız.Yese de yemese de sırf bu etkenden dolayı büyümeyen insan görmedim. Başta ben büyümezdim.
Kanal D 'de bir diyetisyen demişti ki yemediği için büyümese yerde upuzun yatan Afrika'daki insanlar büyümezdi.Günümüzde asıl sorun yememek değil,fazla yemek! diyerek ek gıda olayını kapatıyorum.
AMA YİNE DE BELLİ ETMESEM DE YETERLİ YEMEMİŞSE O GÜN itiraf ediyorum ÜZÜLÜYORUM.(Ah annelik ah!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder