Hiçbir şeyden çekmedim şu maymun iştahtan çektiğimden başka.Zaten daha bebekken,küçücükken,ufacıkken belli etmişim iştah durumumu.Yemeyen,yediğini çıkaran,sonrasında da yanağında dakikalar hatta saatlerce bekleten bir çocuk olmuş çıkmışım annemin başına.O çok sabırlı annemin-ama gerçekten evliya sabrı vardır kendisinde-bile sınırlarını zorlamış,sabır taşı ne ise onu çatlatmıştım.
Bir gün yine sofradayken , ağzıma bir lokmayı almış evirip çevirip bir yanağımın içine iyice yerleştirmiş , kıtlık durumunda kullanmak üzere orada bekletiyorken ,annemin defalarca söylediği "hadi yut kızım" nidalarını duymamazlıktan gelmiş ve başıma gelecekleri artık hak etmiş bir haldeyken , yanağımda bir çatal acısıyla irkilmiştim. Amanın yanağıma annem çatal batırmıştı!Ben ne olduğunu anlayamadan,o acıyla ağzımın içinde turşu kıvamına gelmekte olan lokmayı yutuvermiştim.Anneciğim iyiki de bu eylemi gerçekleştirmiş diyorum şimdilerde,o gün bugün sorun yok.Çiğniyor ve yutuyorum.Bu iştah problemini bu alanda nispeten çözmüş olsak da diğer alanlar da ı ıııh.Maymun iştahlının tekiyim galiba. Napiim olmuyor,düzeltemedim.Çok çabaladım,bak bu alana yoğunlaş dedim kendime,pek motive oldum ama yok olmadı. Yarım yarım her daldayım.Daldan dalayım.Bütünleşme sorunum var hayatla.Şimdi sıralayayım da yarımlarımı hak ver sende bana blogcum,kafama vur hatta, işte o zaman belki değişme gösterir şu gariban.Yok yok sen en iyisi ilerde bana hep hatırlat da yarımlarım,ı tamamlayabildiğim kadar tamamlayayım bari.
Şİmdi önce resimle başlayayım, bir zamanlar bende bir resim sevdası vardı ki sanki doğuştan ressam olmak için yaratılmışım da haberim yokmuş yani.Kara kalem,yağlıboya yahut suluboya resimleri pek de güzel yapabilirdim.Yani ver eline boyasın.Evet evet güzel bir hobi olabilirdi. Önce iyice araştırdım,internetten ilgili siteleri buldum,okudum ettim sonra da aldım elime kağıdı kalemi,boyayı,en son tuali bile.Başladım çiziktirmeye,eh fena da değildim.Bi kaç kara kalem çalışma yaparak ressamlık kariyerimi noktaladım. Ama hep istedim resim kursuna gitmeyi,inşallah bir gün yapabilirim,bütünleyebilirim bu alanı.Bu bir.
Bir zamanlarda gitar merakı başladı bende hem de nasıl.Sanırsın Angel Romero falan olucam. Kafaya koymuşum ya önce alt yapıyı oluşturdum hem de köy şartlarında yaşadığım dönemlerde. İntenetten gerekli kaynakları edindim,çok okudum kavramlar terimler notalar falan filan.İşin yine teorik kısmını hallettikten sonra gitarımı da aldım başladım tıngır mıngırlara,günde bazen beş altı saat çalıştığım oldu. Resim kadar yetenekli olmasam da bu alanda eğitimle bi şeyler çıkabilirim diye düşündüm kendimden. Bayağı da oldu.Basit parçaları falan çalabilir hale geldim kendi kendime,arpej falan bile öğrendim hani.Amaa gelgelim sonuna yok evlenince attım gitarı tv ünitesinin sol yanına,o bana bakar oldu ben ona.Garibimin sesi bile çıkmaz oldu. Ünlü müzisyenler kervanına katılamadan kariyerim sona erdi.Bu da iki.Bu alandaki kariyer yokluğuma üniversite yıllarındayken saza merak
salmamı,evdeki sazı tamir ettirip çalmak için okuduğum yere
götürüp,kursa yazılıp bi ders gidip sonra
devam etmemişliğimi de ekleyebilirim
Yine üniversite yıllarımdaki kariyer başlangıçlarıma-sonu yok çünkü- fotoğraçılık kulübübünün yönetim kurulunda olup,fotoğrafçılık kurslarına katılıp,teorik kısmını öğrenip bir tane fotoğraf çekmediğimi de ekleyebilirim. Şimdi teorik kısmını bile hatırlamıyorum.Yine bu yıllara tiyatro kulübüne girip,ara ara devam edip -çok keyifliydi eğitim süreci-oyun çıkaracağımızda çıktığımı da belirtirim.Yok valla ağaç rolünü vermemişlerdi hem oyun bile belli değildi ben çıkarken.Neyseki lise yıllarında tiyatroda oynarak bu alanda ki kariyer açığımı ve maymun iştahımı kapatmışım:9Bunlar da üç,dört,beşinciler.
Köy yerindeyken -aslında ilçeydi ama 4000 kişyle ilçe mi olur canım-Photoshopa merak salmışlığım var sonra. Yine aynı teorik aşamalardan geçtikten sonra ki bunu daha çok pratikte deneme yanılma yoluyla halletmeye çalıştım ünlü bir fotoğraf düzenleyici olma yoluna girmişliğimde var benim. Kendimi Pisa Kulesinin önüne koymuşluğum bile var.He heyt katman matman hepsini halletmiştim.Hatta geçenlerde burada fotoğrafçıya kızın fotoğrafını çektirmeye gittik.Neyse annemler falan çekildik. Sonra adam dedi hepsinden en az dört tane basabiliyorum,ben bunları photoshoplucam falan o da emek istiyor,şu kadar para. Yapacağı iş de bilgisayardaki hazır şablonlara bizim cüceyi kesmek,piksellemek(Böyle bişi mi deniyo acaba o işleme)gibi yöntemlerle şablona aktarmak. Yani uğraşşan 15 dk.elin alışıksa 10 dk. Yahu kızın fotoğrafından dört taneyi anladık hadi,dağıtırız annenne,babanne falan.Ya annemlerle olan fotoğrafını napicaz.Konuya komşuya mı vericez.Dicektim ben de yaparım da bu işlemi,düzgün çeken fotoğraf makinemiz yok.Tabii demedim,emeğe saygı.Neysekariyer hayatımı epeyce bir fotoğraf düzenleyerek bitirdim,tabii üstüne ne programlar çıktı şimdilerde ama ben kariyerimi sonlandırdığım için takip etmiyorum:)Altıncı oldu.
Bi aralarda keçeye falan merak salmışlığım var,bir de değişik dekoratif ürünler yapmaya,kumaştan,değişik materyallerden falan. Bunları da araştırdım ve aldım tabii ki.Bi patates kafa oyuncağı,plastik taşlardan bir ağaç,kemik taşdevri tokasını yaparak keçe bulamayı bu işlerde kullanmak üzere aldığım üç polar battaniyeyi -birinin yarısı yok-kaldırdım rafa.Yedinci bu da.
Sonra bi aralar şeker hamurlu cicili bicili kurabiye ve pastalara el atayım dedim. Hemen geçtim netin başına araştır,oku,gece rüyalarında muhteşem pastalar yap falan derken teorik boyut tamamdı.Hakkımı yemeyim çok çalıştım bu konuda çok. Sonra kalıplar falan aldım.Hatta bulamayıp buralarda oyun hamurlarına şekil vermek için kullanılan kalıplardan aldım.Yaptım mı yaptım.Hem de ilkini sevgililer gününde eşime yaptım. Eldeki malzemeden ancak o çıkmıştı napiim.Pandispanya yapmayı bile bunun için öğrendim. Marshmallowdan şeker hamuru yapmıştım hem de yapış yapış bi uğraştı. Yapmıştım yapabiliyordum ya noktayı koyma vakti gelmişti. Koydum. Pastacılık kariyerimi iki pasta bir kurabiye ile noktaladım.Çok sonra kızımın diş buğdayında da bu kez akıllılık edip basite kaçarak hazır şeker hamuruyla diş buğdayı kurabiyeleri yaptım. O kadar işte.Oldu mu sekiz.
Bundan bir iki yıl önce de modelistlik,stilistliğe merak sarmıştım.Kaç
tane “Burda” dergisi almışlığım var bu dönemde. Aldım gazeteleri kestim
biçtim,üzerine koydum kumaşları neler neler yaptım. Yahu sweet bile yaptım ne
diyeyim daha.Giyilemeyecek durumda olsa da tasarım mı tasarım işteJ Pareo türü bişey yaptım,türü diyorum çünkü türü işte anla canım. O
kadeni güzel yani.Aynı kumaştan üstünü bile yaptım,giydim bile-evde tabii ki-,
gazeteden kalıp olarak çıkardığım bebe pantolonuna ne demeli,oysa ki netteki
hali çok güzeldi. Bu alanda bitmemiş olsun benim için nolur.Hobi olarak
uğraşmak isterim.Neden burada kursları yok ki.Olmuyo bu iş internetten falan.
Bu alandaki kariyer hayatıma son vermem için dikiş makinemin olmasını
bekliyorum. Dikiş makinemle bi bebe bluzu yapayım tamamdır bu iş.Aaa sayılır mı
bilmiyorum ama tütü falan yapmışlığımda var.Kuzenimin kızına yapmıştım
sürprizdi.Sonra o da yapınca koydum bi kenara,çıkardığımda topalak bir şey
olmuştu. Açılamayacak derecede dolaşmış ,saç yumağı gibi.Kardeş yani iyiki
göndermemişim,kargoyla gelinceye kadar ne hallere girecek sen de kutuyu açtığında
onun ne olduğunu bile anlamayacaktın.Napim ama suç ben de değilki bir kumaşçıda kristal tül nasıl olmaz ki!E bu da dokuz.
BİTMEDİ TABİİ Kİ.KIZIM UYANDI:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder